Ben ırkçı değilim anne...
Paris'in merkezi bir semtinde, ilkokul çıkışındayım. Çocuklarımı bekliyorum. Zil çalıyor, okul dağılıyor. Sarışın, esmer, zenci, melez, çekik gözlü çocuklar çıkıyorlar. Yıllardır birbirine karışan genler dünya güzeli çocuklar yaratmış. Afrikalı isimlerle Polonyalı soyadlar, İtalyan isimlerle Arap soyadlar bir araya gelmişler. Benimkiler de öyle. Adları çok "oryantal", soyadları çok Fransız. Birisi açık renk, birisi koyu. Hem Fransızca, hem de Türkçe konuşuyorlar, bir yandan da Pakistanlı, Amerikalı, İspanyol, Kamboçyalı sınıf arkadaşlarından, her birinin dilinde bir kaç kelime öğreniyorlar. Okul çıkışında çocuklarla yürüyoruz. Uzaktan sirenler duyuluyor. Polis, sokağın başındaki duvarın önünde her akşam toplanıp dalga geçen, Arap ve Portekizli gençlere kimlik soruyor. Etrafdakiler bu sahneye tanık olurken, "ırkçılık" sayılabilecek, "siyaseten yanlış" kabul edilebilecek hiç bir şey söylememeye dikkat ediyorlar. Asabi, gergin ama hakiki bir dayanışma hissediliyor sokaklarda. Uzak banliyölerde sağduyulu göçmenlerin de polise yardım ettiklerini biliyoruz. Paris her zamanki Paris değil. Eve geliyoruz, Türk televizyonunu açıyorum, bütün kanallarda Paris cayır cayır yanıyor. Bütün sunucular, durmadan "ırkçılık" kelimesini tekrarlıyor. Oğlum neden Türkiye'de Paris'ten bahsedildiğini, "ırkçılığın" ne demek olduğunu soruyor. Anlatmaya çalışıyorum, "haaa, o mu, biliyorum, Fransızcasını öğrenmiştim" diyor. - Yapma yahu. Biliyor musun? - Tabii. Okulda öğrendim. Mesela ben bahçede, Filipinli olduğu için Lio ile oyun oynamazsam ırkçı sayılırım. O da mesela Filipinli olmadığım için beni hokey takımına almazsa. - Doğru. - Ama oyun yüzünden kavga edersek o başka. Mesela benim kartlarımı yırtmıştı bir kere, ben de küsmüştüm. O zaman ırkçılık sayılmıyor. - Evet oğlum. - Ama sonra barıştık. Hiç kartı yok. Bir tane bile. Ben de benimkilerden dört tanesini ona verdim. Anlıyor musun? - Anlıyorum canım. Çok iyi anlattın. Tam da bu işte. Olup bitenler tam da bu. Uzaktan sirenler duyuluyor. Arabalar kenara çekilip polise, itfaiyeye yol veriyor.
Sedef Ecer
|