|
|
|
|
Kretschmer: "Protokol mümkün olduğunda çabuk uygulanmalı"
AB Komisyonu'nun Türkiye Delegasyonu Başkanı Hans-Jörg Kretschmer, Türkiye'nin siyasi dönüşümünü etkin biçimde sürdürmesi gerektiğini söyledi.
Kretschmer, Hilton Oteli'nde basın toplantısı düzenleyerek, AB Komisyonu tarafından yayımlanan İlerleme Raporu ve Katılım Ortaklığı Belgesi'ni (KOB) değerlendirdi ve gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Basın toplantısının 10 Kasım'a rastladığına işaret eden Kretschmer, ''İlerleme Raporu'nu tartıştığımız bugün, ilk reformların Atatürk tarafından yapıldığını unutmayalım. Bu ilk reformlar gerçekleşmeseydi bu aşamaya gelmemiz mümkün olmazdı. Bu süreç 80 yıl önce başlatılmıştır'' diye konuştu.
İlerleme Raporu'nda Türkiye'de son bir yılda kaydedilen gelişmelerin değerlendirildiğini ifade eden Kretschmer, belgelerde birçok olumlu noktaya işaret edilirken, aynı zamanda eksikliklerin de dile getirildiğini kaydetti.
Kretschmer, Türkiye'nin son yıllarda önemli reformlara imza attığını, Türkiye'nin siyasi dönüşümünü etkin biçimde sürdürmesi gerektiğini belirtti ve Türkiye'nin katılım müzakerelerine başlama kararının alınmasından önce siyasi kriterleri yeterli şekilde karşıladığının AB Komisyonu tarafından kabul edildiğini, son dönemdeki özellikle altı yeni mevzuatın kabulüyle TCK ile ilgili düzenlemelerin önemli olduğunu kaydetti. Türkiye'deki hukuki düzenlemeler ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nde dile getirilen hususlar arasında belli noktalarda uyum sağlandığına da işaret eden Kretschmer, kadın ve çocuk haklarına ilişkin yeni kurumların oluşturulmasının olumlu bir gelişme olduğunu, bu kurumların daha işlevsel olmasının gerektiğini söyledi.
İŞLEYEN PAZAR EKONOMİSİ
İlerleme Raporu'ndaki en önemli saptamalardan birinin ''Türkiye'nin artık işleyen bir pazar ekonomisi olarak değerlendirilmesi'' olduğunu belirten Kretschmer, yapısal reformlar ve makro ekonomik politikaların sonucunda Türk ekonomisinde olumlu gelişmeler kaydedildiğini, ekonomik anlamda güvenin artmasıyla birlikte Türkiye'ye daha çok yabancı yatırımın gelmesinin beklenebileceğini ifade etti.
Kretschmer, öte yandan, Türkiye'nin bundan sonra da işleyen pazar ekonomisi olarak kabul edilebilmesi için reformların hayata geçirilmesi, özellikle de kayıt dışı ekonominin kayıt altına alınması gerektiğine de dikkat çekti.
İlerleme Raporu'nda Komisyon'un 2005 yılında siyasi kriterlere ilişkin reformların hızında düşüş olduğuna dikkat çektiğini belirten Kretschmer, bazı alanlarda da kabul edilmiş olan mevzuatın uygulanmasına ilişkin sorunlar olduğunu belirtti.
Kretschmer, siyasi olarak AB'nin hala beklentileri bulunan alanları ise ifade özgürlüğü, sivil-asker ilişkileri, işkencenin önlenmesi, sendikal haklar, din özgürlüğü, kültürel haklar, kadın hakları, Güneydoğu bölgesine yönelik politikalar, Kıbrıs ve bu çerçevede Gümrük Birliği Ek Protokolü'nün tam anlamıyla uygulanarak, Türk deniz ve hava limanlarının tüm AB ülkelerine açılması olarak sıraladı.
Büyükelçi Kretschmer, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Güneydoğu konusundaki son açıklamaları ve Diyarbakır ziyaretini olumlu bir şekilde not ettiklerini söyleyerek, bunun devamını da beklediklerini kaydetti. Kretschmer, diğer yandan terör örgütü PKK'nın eylemlerinin artmasından duydukları endişe ve üzüntüyü de dile getirdi.
EK PROTOKOL
Gümrük Birliği Ek Protokolü'nün imzalandığını hatırlatan Kretschmer, Türkiye'nin şimdi ek protokolü onaylayarak, malların serbest dolaşımı önündeki engelleri kaldırması gerektiğini kaydetti.
Kretschmer, bunun için herhangi bir özel takvim belirlenmediğini, ancak konunun hassasiyeti gözönünde bulundurularak Türkiye'nin bunu mümkün olduğunca erken yapmasının iyi olacağını bildirdi.
Kretschmer, İlerleme Raporu'nun yanı sıra dün yeni Katılım Ortaklığı Belgesi'nin açıklandığını anımsatarak, Türkiye için açıklanan bu üçüncü KOB'da kısa, orta ve uzun vadeli beklentilerin sıralandığı bu belgenin AB Konseyi'nce kabul edilmesi gerektiğini kaydetti.
Büyükelçi Kretschmer, türban konusuna bu belgelerde neden yer verilmediğine ilişkin soru üzerine, bu konunun önceki raporlarda da dile getirilmediğini, bunun nedeninin çok basit olduğunu, çünkü bu konu hakkında AB üyeleri arasında tam bir ortak tavır belirlenmediğini söyledi.
Kretschmer, AİHM'nin Leyla Şahin davasına ilişkin kararının önemine de dikkat çekti.
Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'ne ilişkin soru üzerine de Kretschmer, bu belgenin gizli olduğuna işaret ederek, dolayısıyla belgenin içinde neler olabileceğine ilişkin farklı yorumlar yapıldığını ve bu konuda kendilerinin basından edindiği bilgilerin doğrulanamadığını kaydetti. Kretschmer, bu çerçevede Yunanistan'ın karasularını 12 mile çıkarmasının Türkiye tarafından casus belli (savaş nedeni) olarak sayılmasının belgede yer alıp almadığını bilmediklerini de belirtti.
FRANSA'DAKİ OLAYLAR
Kretschmer, Türkiye'de Fransa'daki olayların nedenlerine ilişkin süregelen tartışmaların hatırlatılması üzerine de Fransa'daki olayları üye ülkeler olarak içten bir endişeyle takip ettiklerini, bu olayların aday ülkeler içinde yansımaları olabileceğini kaydetti.
Olayların giderek yatıştığını gözlemlediklerini ve bunun sevindirici olduğunu belirten Kretschmer, bu olayların temelinde bu ülkedeki göçmenlerin ekonomik ve sosyal açılardan topluma iyi entegre olamamasının yattığını bildirdi.
Konuya verdikleri önem çerçevesinde AB ülkelerindeki Türk topluluklarını bu ülkelerin toplumlarına entegrasyonu konusunu Sivil Toplum diyaloğuna dahil ettiklerini anımsatan Kretschmer, söz konusu diyaloğun başarısının bu entegrasyona da bağlı olduğunu ifade etti.
Kretschmer, bu olaylar için alınan önlemlerin insan hakları ihlali olarak değerlendirilemeyeceğini de ifade etti.
(AA)
|
|
|
|
|
|
|
|
|