kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Teknoloji
    Otomobil
    Detaylı Arama
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Omer Lutfi Mete @ SABAH
 

Adalet, kalkınma ve ilerleme raporu

Doğal gündemimiz AB'nin Türkiye ile ilgili 'İlerleme Raporu' ama hangisi? İki tane rapor var; birini Avrupalılar yazmış, ötekini de bendeniz yazacak. AB'ninki, her zaman olduğu gibi ana muhalefet partimiz tarafından su katılmamış felaket sayılacak, iktidar tarafından da Kanuni zamanında bile becerilemeyen fütuhat diye satılacak! Oysa AB raporunun ruhu belli: Hedef öncelikle Türkiye'nin yeminli bölücülerini mutlu etmektir.
Öcalan'ın çok boyutlu iç ve dış ilişkiler sayesinde yıllar yılı ' karmaşık icazetli terör'ü tırmandırarak becerdiği marifetler, bu raporla bir kere daha kesin biçimde ve pişkince yüceltilmektedir. Böylece ayrılıkçı Kürtleri Türkiye'nin ' üstün ırkı' haline getirme tasarısının nerelere vardığı çok daha iyi görülmektedir.
AB bininci defa hissettirmektedir ki, bölmeyi başaramadığı sürece Türkiye'nin üyeliğini aklının köşesinden geçirmeyecektir. (Yerli havarilerimizin, ' AB üyesi ülkelerden hangisi bölündü' diye sormaları abesin zirvesidir; zira bizi bölme tasarısı, güya o yolda yürürken ve katılma ihtimalimiz sıfır iken bitirilmek istenmektedir.) Onun için AB artık kestirmeden gitmekte, anadilde eğitim hakkı adı altındaTürkiye'ye ikinci bir resmi dil kabul ettirme ve ikinci bir ulusla ülkeyi paylaştırma hedefini gizleme ihtiyacı bile duymamaktadır.
Bunu hükümet de çok iyi bilmekte ama gündelik iktidarın sürmesi için sadece zaman kazanmaya, en önemlisi herkesi etkisiz hale getirebilecek kadar ' imkan' biriktirmeye çalışmaktadır. Sonrası için de tabanının ve muhafazakar kesimin siyasi beklentilerini karşılama umudu yaşatılmak istenmektedir. Tabii ' Derin Şirket'ler arasında beklenmedik savaşlar çıkmazsa bu hesap tutabilir de!


Gelelim bendenizin ' ilerleme' raporuna! Bu aslında Süleyman K. isimli bir memurun başından geçenleri özetleyen simgesel bir ' geri geri ilerleme öyküsü'dür.
Hayati bir dairede ortaya çıkardığı kepazelik yüzünden Süleyman K .'nın başına gelen pişmiş tavuğun başına gelmemiştir. Üstelik bu adam, kendisini teftiş eden iki ayrı görüş ve meşrebe mensup iki müfettişten aynı anda ' pekiyi' sicili alabilmiş istisnai bir örnektir.
Süleyman K. tarafından bir yargı kurumunda ortaya çıkarılan su katılmamış kepazeliğin baş faili de doğrudan doğruya sahte bir avukattır. Namusunun gereğini yerine getiren Süleyman K. ise bir anda Pendik'ten Erzurum'a tayin edilmiştir. Eşinin bir böbreği alınmış, diğeri de ' hayati önemi haiz' olarak Marmara Üniversitesi'nce takipte olduğu için bu tayin düpedüz mezalim niteliğinde bir işlemdir ama böyle olması gerekmektedir! Zira arkada bir para babası vardır! Bendenizin üst düzey görevli iki dostu bu zulümden haberdar edilir ama bir şey değişmez. Başlarında en saygı duyduğum bakanlardan biri bulunmasına rağmen, mağduriyeti önlemek için, biri akrabam ve biri arkadaşım olan bu iki üst düzey bürokratı çiğneyip ona ulaşmaktan haya ederim.
Böylece düzenimizin ' Adalet' ayağı -benim de çaresizliğimle- tanımını buluverir.
O arada sahte avukatın himayecisi -belki de suç ortağı- ünlü bir işadamı vardır. Bu zat da düzenimizin ' Kalkınma' ayağını temsil etmektedir. (Sahte avukat ise yaklaşık üç senedir hapistedir.) Sürgün edilen ' pekiyi' sicilli memur eşinin hastalığı yüzünden Erzurum'a gidememiş ve emekliliğini istemiştir.
Türkiye'nin hakiki ilerleme raporu işte mevcut ' Adalet ve Kalkınma' düzenimizin bu çarpıcı örneğidir.
Hiç kuşku yok ki Süleyman K. ister ah etsin ister etmesin, bu tür zulümlerin en azından bir kısmı daha dünyada iken ödenecektir.
Nasılsa ikbal ve iktidar günleri, muhalefet ve mahrumiyetten çok daha hızlı geçecek. Bir an gelecek ' Ne çabuk geçti, sanki bir tek gün iktidar sefası sürdüm' diyeceksiniz.
Ve düştüğünüz zaman kendinizi o kadar kötü hissedeceksiniz ki hayattaysam size kızmaya dahi takatim kalmayacak.
Allah size 'dar gününüz' için hazırlanma fırsatı versin!

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Televizyon hıyabanında insan bir ok   / 08-11-2005
 Cehennem 'Derin Şirket' kusar   / 07-11-2005
 Ahir zaman alet ve alametleri   / 04-11-2005
 Ahfeş'in rektörleri   / 03-11-2005
 İblisleşme zamanı   / 01-11-2005
 Ata'ya eziyet bayramları   / 31-10-2005
 Çocuk dövme virüsü   / 28-10-2005
 Dubai kazıkları vicdan kanatırken   / 27-10-2005
 Ömer Dinçer de 'Soykırım var' deseydi   / 25-10-2005
 Van Gölü'nde bin başlı canavar   / 24-10-2005
YILMAZ ÖZDİL
'Arma'ni mi bu... Moda gibi değişsin...
Her erkek çocuğu...
ALİ KIRCA
Gülme komşuna, gelir varoşuna!
Fransa Türkiye'nin sınır...
ÖMER LÜTFİ METE
Adalet, kalkınma ve ilerleme raporu
Doğal gündemimiz...
UMUR TALU
Ne güzel gazetecilik bu böyle!
"... Bir de...
FATİH ALTAYLI
Devlet kaçakçıya göz mü yumuyor?
Şeker Bayramı biterken...
ERDAL ŞAFAK
İki ayağının üstünde durmak
AB Komisyonu'nun...
Bakü sokakları turuncuya boyandı
Ukrayna, Gürcistan derken Azeri başkenti de muhaliflerin gösterisine...
'Gündüz de yakarız'
Fransa'da iki haftadır sokakları ateşe veren gençlerle bir gece...
Geri dönüş yok
Geri dönüş yok
Milli Takım'ın kaptanı Hakan Şükür "Grupta ümitler kaybolurken zoru...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu