|
|
|
|
|
|
'Gündüz de yakarız'
Fransa'da iki haftadır sokakları ateşe veren gençlerle bir gece geçirdik. Öfkeleri büyük. Biri, "Gece sokağa çıkma yasağı ilan etsinler, biz de gündüz yakarız" diyor. Olaylara karışanları sınır dışı etme kararı alındı.
Fransa'nın başkenti Paris'te olayların en şiddetli yaşandığı banliyölerin başında Aulny Sous Bois geliyor. Asrın başında Parisliler'in şehir dışına kaçmak için gittiği lüks banliyönün, şu an nüfusunun yüzde 60'ı göçmenlerden oluşuyor. Başkente trenle sadece 15 dakika mesafede... Fakat Paris'ten ve nimetlerinden uzak yaşadıklarını düşünen binlerce göçmen çocuğu, Fransa'da, devletin 30 yıllık entegrasyon politikasının iflas ettiğini kanıtlama yarışı içinde... Olaylara karışan gençlere, bir Türk kahvesinde Fas kökenli tüccar Kerim aracılığıyla ulaştık. Röportajlar 10-15 dakikayı bulduğunda, yaşları 12-18 arasında değişen gençler gözünüzün önünde değişmeye başlıyorlar. Biraz önce size derdini anlatmaya hazırlananlar, size de saldırmayı düşünmeye başlıyor. Fransa İçişleri Bakanı Nicolas Sarkozy'e karşı en ağır küfürleri sayıyorlar.
"BU YASA İŞLEMEYECEK" Soru sorduğunuzda, "Dur bakayım ne desem acaba" deyip, "Haah buldum, Sarkozy'nin a..." diye başlıyorlar. Olağanüstü halden korkmuyorlar. "Görecekler, bizi kimse durduramayacak. Daha yakacağız. Okullarda bize yer yok. O işyerlerinde de nasılsa biz çalışmıyoruz" diyen çok... İçlerinden biri Sarkozy maskesi takip bakanı taklit ederek küçük bir şov yapıyor. Bizi gençlerin arasına sokan Kerim, olağanüstü hal yasasının işlemeyeceği görüşünde: "Kaybedecekleri bir şey yok. Kimisi cezaevinin bile bulundukları ortamdan iyi olduğunu düşünüyor.En başında olayların bu noktaya geleceğini beklemiyorlardı. Fakat şimdi Fransa'yı korkuttuklarını anladılar. Organize değiller. Öyle olsa polis daha kolay başa çıkardı. çıkıp bağırıyor, "Sarkozy buraları temizleyeceğim demiş, biz de gidip otobüs duraklarını temizleyelim" diye bağırıyor ve anında bir sürü çocuğu peşine topluyor. Akşam haberlerini dinlemeyenler, şimdi televizyonun başından ayrılmıyor. Çünkü artık ünlü oldular"...
OYLARI IRKÇI LE PEN'E! Afrikalı Halid, "Banliyöde nispeten iyi hissediyorum kendimi. Ben Fransızım bu cumhuriyetin çocuğuyum. Ama Paris'e indiğimde yüzüme acaba çocuk ne çalmıştır, ne suç işlemiştir diye bakıyorlar. Bu beni o kadar üzüyor ve hırpalıyor ki" diyor ve gözleri doluyor. Okulunu bitirince Amerika'ya ya da İngiltere'ye gideceğini söylüyor. "Duyduğum kadarıyla oralarda bizim gibi insanlara daha iyi davranıyorlarmış" diyor. Medyanın bu olaya bu kadar ağırlık vermesi onları güçlendirdi. Ve yaptıklarının işe yaradığını düşündükleri için vazgeçmeye hiç niyetli değiller Sarkozy gözlerinde "kurbanlık koyuna" dönüştü. Yoksun oldukları ne varsa onun yüzündenmiş gibi algılıyorlar. O kadar nefret ediyorlar ki, cumhurbaşkanlığı seçiminde ırkçı lider Jean Marie Le Pen mi, yoksa Sarkozy mi desen, gidip, Le Pen'e oy atacaklar. Tek dertleri Sarkozy'i cezalandırmak.
BELKIS KILIÇKAYA
|
|
|
|
|
|
|
|
|