| |
|
|
Dışişleri bir şey yapsın, kurtulsunlar
Afganistan'da bir grup yurttaşımızın durumu içler acısı ama tınlayan yok. 6 mühendis bir de muhasebe uzmanı, şirketlerinin piyasa borcuna karşı deyim yerindeyse rehin tutuluyorlar. Para ödenmeden ülkeden çıkışları yasak.
İşe yarar mı? Aileleri günlerdir çalmadık kapı bırakmamış ama dedim ya kılını kıpırdatan olmamış. Dün beni de aradılar; "Ne olur bir şeyler yapın" dediler. Elimden geleni yapayım ama, bunca duyarsızlık varken bir işe yarar mı bilmem.
Tugay kuracaklardı Gelin işin başına dönelim; olup bitenin kısa hikayesini paylaşalım önce. Afganistan Ulusal Ordusu'nun kullanacağı bir tugay kompleksi yapılacaktır. İhaleyi kazanıp inşaatı başlatan firma ABDTürk ortaklığında kurulan Framaco-Ida-Jv şirketidir.
Bunları bulduk Bir süre geçince şirketin piyasaya borcu birikir ancak ödeme yapılmaz. Durum polise intikal eder. Afgan Mali Polisi işe el koyar ve hiçbir sorumlulukları olmamasına karşın; " Bunları bulduk " diyerek adları Mehmet Serhat Akalp, Mustafa Ozol, Ferhat Çalış, Tarkan Sayıoğlu, Mehmet Küçükbeycan, inşaat formeni Şenel Kutlu ile Framaco-Ida-Jv'nin muhasebe müdürü Nazmi Yılmaz olan 7 Türk çalışanı gözaltına alır.
Haydi Hikmet Abi! Afganistan'da çok sevilip sayılan Hikmet Çetin ve Türk Büyükelçiliği devreye girer. Borç ödenmeden ülkeyi terk etmeyecekleri garantisi vererek bu yurttaşlarımızın hapse girmesini engeller. Ancak bazen kaldıkları otelde, bazen de konuk gittikleri başka Türk şirketlerinin şantiye kapılarında " büyük gözaltı " içinde izlenirler.
Esas borç büyük Borcun 30 bin dolar olduğu yolunda duyumlar alınır. "Bu kadarcık para ödenemez mi?" sözleri kulaktan kulağa yayılır. Aileler bu parayı kendi aralarında toplayıp yakınlarını kurtarmak için karar alırlar. Ancak ortaya çıkar ki, esas borç tam 600 bin ABD Doları'dır.
|