|
|
|
|
|
|
"3 Ekim dönüm noktası oldu"
Devlet Bakanı ve Başmüzakareci Ali Babacan, ''Türkiye'nin AB'ye katılım sürecine başladığı 3 Ekim'in Türkiye, AB ülkeleri ve hatta çok daha geniş bir coğrafya için tam anlamıyla dönüm noktası olduğunu'' söyledi.
''Bu dönemde artık politikaların korkular üzerine değil, ilerleme üzerine inşa edilmekte olduğunu'' belirten Babacan, farklılıklar üzerine çekişmelerin artık yerini orta noktalarda buluşmaya bırakmakta olduğunu kaydetti.
Babacan, AB Genel Sekreterliği görevi için Türkiye'nin AB Daimi Temsilcisi Büyükelçi Oğuz Demiralp'in
isminin önerildiğini açıkladı.
Babacan, Yeni Başbakanlık'ta düzenlediği basın toplantısında, eski Genel Sekreter Murat Sungar'ın 30 Eylül itibariyle görevinden ayrılmasından sonra tüm adayları değerlendirdiklerini ve Büyükelçi Demiralp'in AB Genel Sekreterliği görevine getirilmesi konusunu Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile görüştüklerini kaydetti.
Başmüzakereci Babacan, ''Ancak biliyorsunuz, bu atamalar üçlü kararnameyle yapılan atamalar. Bunu biz Sayın Cumhurbaşkanımıza sunacağız, Sayın Cumhurbaşkanımız da onaylarsa, Oğuz Bey görevine birkaç hafta içinde başlamış olacak'' dedi.
Türkiye'nin 42 yıl önce başlayan AB yolculuğunun zaman zaman kesintiye uğradığını, gel-gitlere sahne olduğunu ve inişli çıkışlı bir seyir izlediğini belirten Babacan, sonuç olarak hafızalarda iz bırakacak, bugün ve bundan sonraki nesiller tarafından da asla unutulmayacak olan tarihin 3 Ekim 2005 olduğunu söyledi.
Türkiye'nin artık sadece AB'ye bir aday ülke olmadığını, katılım sürecine fiilen başlamış bir ülke olduğunu vurgulayan Bakan Babacan, "Türkiye'nin AB'ye katılım sürecinin başladığı 3 Ekim tarihi Türkiye için AB ülkeleri için hatta çok daha geniş bir coğrafya için tam anlamıyla bir dönüm noktasıdır" diye konuştu.
Bugün AB ülkelerinin kendi aralarında yaşadıkları onca kanlı savaşın ardından bir barış projesinde birleştiklerini anımsatan Babacan, bu barış projesinin Türkiye'yi de içine alarak genişlemesinin sadece Türkiye ve AB ülkeleri için değil, tüm dünya için yeni bir dönemin başlaması anlamına geldiğini bildirdi.
Babacan konuşmasında, 3 Ekimle birlikte hem AB için, hem de Türkiye için çok yeni, çok farklı bir dönemin başladığının altını çizerek, şunları söyledi:
"Bu dönemde artık politikalar korkular üzerine değil, ilerleme üzerine inşa edilmelidir. Farklılıklar üzerinde çekişmeler artık yerini ortak noktalarda buluşmaya bırakmalıdır. Katılım süreci tamamlandığında, yani 35 faslın müzakeresini bitirdiğinde Türkiye çok farklı bir Türkiye olacaktır. Biz bu aşamadan sonra artık reformlara odaklanmış durumdayız. Türkiye'nin her konuda daha yüksek standartları yakalaması için gayretlerimizi yoğunlaştırmış durumdayız. Bu dönemin başarıyla sonuçlandırılması, katılım sürecinin üyelik hedefine ulaşması, toplumun tam mutabakatı ve çabasıyla mümkün olacaktır. AB hedefinin ardındaki toplumsal iradeyi boşa çıkartmamak, katılım sürecini en iyi şekilde götürmek ve Türkiye'yi hak ettiği üyelik statüsüne ulaştırmak için, her kesimin, her kurumun, her kuruluşun azami çaba göstereceğinden hiç kimsenin şüphesi bulunmamaktadır."
|
|
|
|
|
|
|
|
|