|
|
|
|
|
|
Attila İlhan öldü
Türk edebiyatı en büyük ustalarından birini kaybetti Şair-yazar Attila İlhan 80 yaşında kalbine yenik düştü.
Fena Halde Leman, Kartallar Yüksek Uçar, Şoför Nebahat, Yalnızlar Rıhtımı, Ne Kadınlar Sevdim, Sisler Bulvarı, Ben Sana Mecburum, Elde Var Hüzün... Tüm Türkiye'ye malolan eserleriyle, Cumhuriyet'in her kuşağını etkileyen şair artık yok... Attila İlhan önceki gece Kanlıca'daki evinde kalp krizi geçirerek hayata veda etti. Cumhuriyet gazetesindeki son yazısında "Sicilimde bir enfarktüs sabıkası var" diye yazmıştı. İlhan yarın AKM'deki törenin ardından toprağa verilecek.
An Gelir an gelir paldır küldür yıkılır bulutlar gökyüzünde anlaşılmaz bir heybet o eski heyecan ölür an gelir biter muhabbet çalgılar susar heves kalmaz şataraban ölür .... görünmez bir mezarlıktır zaman şairler dolaşır saf saf tenhalarında şiir söyleyerek kim duysa korkudan ölür -tahrip gücü yüksek- saatli bir bombadır patlar an gelir attila ilhan ölür
'BAYRAKLAR YARIYA İNMELİ' ÇOLPAN İLHAN Ağabeyimi kollarımızda yitirdik. "Bu kadar çok şey yaşadım, ölüm benim için sıradan" derdi.
SELİM İLERİ Gençlerin elinden tutan bir insandı... Vefatıyla gerçekten bir devir kapandı.
ERDOĞAN Bıraktığı eserleriyle sevenlerinin kalbinde yaşamaya devam edecektir.
SUNAY AKIN Haksızlığa karşı yükselen çığlıktı. Ulusal yas ilan edilmeli, bayraklar yarıya inmeli.
Öldün itirazımız var...
Şair, romancı, denemeci, senarist, gazeteci Attila İlhan 80 yaşında yaşamını yitirdi. Emperyal Oteli şiirinde, "Vurdun kanıma girdin itirazım var" diyordu. Biz de pırıl pırıl bir beynin aramızdan zamansız ayrılmasına karşı diyoruz ki, "Öldün, itirazımız var..." Şair, romancı, denemeci, senarist, gazeteci Attila İlhan 80 yaşında yaşamını yitirdi. Emperyal Oteli şiirinde, "Vurdun kanıma girdin itirazım var" diyordu. Biz de pırıl pırıl bir beynin aramızdan zamansız ayrılmasına karşı diyoruz ki, "Öldün, itirazımız var...".
Edebiyat dünyasının bir çınarı daha devrildi. Türk şiirinin büyük ustalarından Attila İlhan önceki gece 22.15'te İstanbul Kanlıca'daki evinde kalp krizi geçirerek hayatını kaybetti. İlhan, şiirden öyküye, romandan senaryoya ve politik analizlere kadar pek çok alanda eser verdi. Bir dönem Türkiye'yi ekran başına bağlayan "Kartallar Yüksek Uçar" adlı televizyon dizisinin senaryosu Attila İlhan'ın eseriydi. Attila İlhan muhalif kimliğinden dolayı birkaç kez gözaltına alınmış ve yazılarından dolayı hakkında çeşitli davalar da açılmıştı. Ünlü edebiyatçı için yarın saat 11.00'de Atatürk Kültür Merkezi'nde bir tören düzenlenecek. Cenazesi Teşvikiye Camii'nde kılınacak öğle namazının ardından Aşiyan Mezarlığı'nda toprağa verilecek.
NÂZIM ŞİİRİNE HAPİS 15 Haziran 1925'te Menemen'de doğan Attila İlhan ilk ve orta eğitiminin bir bölümünü İzmir'de ve babasının görev yaptığı farklı illerde tamamladı. İzmir Atatürk Lisesi'nin birinci sınıfındayken mektuplaştığı bir kıza yazdığı Nâzım Hikmet şiirlerinin bulunmasıyla 1941 yılında, yani 16 yaşında tutuklandı ve okuldan uzaklaştırıldı. İki ay hapis yattıktan sonra Türkiye'nin hiçbir yerinde Nâzım Hikmet okuyamayacağına dair bir kağıt verilerek eğitim hayatına son verildi. Eğitim hakkını üç yıl sonra Danıştay kararıyla tekrar kazandı ve İstanbul Işık Lisesi'ne yazıldı.
FRANSA YILLARI... Lise son sınıftayken amcasının kendisinden habersiz CHP şiir yarışmasına gönderdiği "Cebberoğlu Mehemmed" adlı şiiriyle ikincilik ödülünü kazandı. Liseden sonra gittiği İstanbul Hukuk Fakültesi'nde okurken "Yığın" ve "Gün" adlı dergilerde şiirleri yayımlandı. 1948 yılında ise kendi imkanları ile ilk şiir kitabı olan "Duvar" ı yayımladı. Bu arada 1949 yılında birkaç kez siyasi polis tarafından gözaltına alındı. Bu olayın ardından Paris'e gitti. Fransa'daki Nâzım Hikmet'i kurtarma hareketine katıldı. Türkiye'ye döndükten kısa bir süre sonra 1951 yılında Gerçek gazetesinde yayımladığı bir yazısından dolayı dava açılınca tekrar Paris'e gitti. Paris'te sosyalist partiler ile ilişki kurdu ve buradaki hareketlere katıldı. Fransız toplumu ve bulunduğu çevreler ile olan ilişkileri daha sonraki eserlerine temel oluşturdu. Türkiye'ye döndüğünde başı polisle sık sık derde girdi. O dönemin sorgulama merkezi "Sansaryan Hanı"ndaki sorgulamalar bazı eserlerindeönemli rol oynadı. 1953 yılında tekrar Türkiye'ye dönerek Vatan gazetesinde sinema eleştirileri yazmaya başladı.
TÜRKİYE'YE DÖNÜŞ İlhan, 1960 yılında gittiği Paris'ten babasının ölümü üzerine temelli İzmir'e yerleşti. Burada sekiz yıl boyunca Demokrat İzmir gazetesinin başyazarlığını ve genel yayın yönetmenliğini yürüttü. 1968 yılında evlendi, on beş yıl evli kaldı. Bilgi Yayınevi'nin danışmanlığını üstlenmesi ile birlikte Ankara'ya yerleşti. 1981'de İstanbul'a geldi, gazeteciliğe Milliyet ve Gelişim yayınları ile devam etti. Sinemayla ilişkisi başladıktan sonra Ali Kaptanoğlu adıyla yaklaşık 15 senaryo yazdı. Televizyonlara "Sekiz Sütuna Manşet", "Kartallar Yüksek Uçar" ve "Yarın Artık Bugündür" adlı dizilerin senaryosunu yazan İlhan bu dizilerle bir döneme de damgasını vurdu. Türk sinemasının klasikleri olarak kabul edilen "Yalnızlar Rıhtımı" ve "Şoför Nebahat" senaryosunu da o yazdı. Önemli eserleri arasında şiirden romana, çevirilerden "Hangi Sol" ile başlayan yedi kitaplık seriye kadar birçok önemli eser bulunuyor. Son romanı "Allah'ın Süngüleri, Reis Paşa" romanının devamı niteliğindeki "Gazi Paşa" kitabı kasımda basılacaktı.
KARDEŞİ ANLATIYOR Son anlarını gören kızkardeşi Çolpan İlhan şunları söyledi: Son olarak bir roman üzerinde çalışıyordu. 10 sayfası kalmıştı. Bu hafta sonuna kadar bitireceğini söylüyordu. "Ben bu kadar şey yaşadım, bu kadar kitap yazdım, bu kadar ürettim. Ölüm benim için sıradan bir şey" derdi. Kollarımızda kaybettik, her şey çok ani oldu.
"Gözlerin gözlerime değince, felaketim olurdu ağlardım. Beni sevmiyordun bilirdim, bir sevdiğin vardı duyardım. Çöp gibi bir oğlan ipince, hayırsızın biriydi fikrimce. Ne vakit karsımda görsem, öldüreceğimden korkardım, felaketim olurdu ağlardım..."
"Ben sana mecburum bilemezsin Adını mıh gibi aklımda tutuyorum Büyüdükçe büyüyor gözlerin Ben sana mecburum bilemezsin İçimi seninle ısıtıyorum..."
"aysel git başımdan istemiyorum benim yağmurumda gezinemezsin üşürsün dağıtır gecelerim sarışınlığını uykularımı uyusan nasıl korkarsın hiçbir dakikamı yaşayamazsın aysel git başımdan ben sana göre değilim..."
"kimi sevsem sensin / senden ibaret hepsini senin adınla çağırıyorum arkamdan şımarık gülüşüyorlar getirdikleri yağmur / sende unuttuğum hani o sımsıcak iri çekirdekli senin gibi vahşi öpüşüyorlar kimi sevsem sensin / hayret in misin cin misin anlamıyorum"
SADIK GÜLEÇ - HABER MERKEZİ
|
|
|
|
|
|
|
|
|