Bush'un alın yazısı?
Bush'un Irak'a saldırmak için Tanrı'dan emir aldığına ilişkin iddiaları ve yankılarını izlerken 'küresel çete' hakkındaki eski teşhislerimi hatırlıyorum. Daha 13 Mart 2003'te bu sütunlara şöyle bir soru düşmüştü: - Mutlak dünya hakimiyetine inanan küresel çete kurmayları, para, silah ve teknolojilerinin dayanılmazlığına da güvenerek 'Zamanı geldi artık, biz Mesih'iz, insanlığa medyatikdemokratiktotaliter yeni dünya düzenini kabul ettirebilecek durumdayız' diye mi düşünüyorlar? Bush'un söylediği iddia edilen sözler, o zamanki sorumla ilgili olarak edindiğim sayısız cevaptan sadece biridir: - Tanrı bana 'George, git Afganistan'daki teröristlerle savaş' dedi, gittim. 'George, Irak'taki despotluğu bitir' dedi, bitirdim. Şimdi de Tanrı' nın bana 'Git Filistinlilere devlet kur, İsraillilerin güvenliğini sağla, Ortadoğu'ya barış getir' dediğini hissediyorum. Tanrı' nın izniyle dediklerini yapacağım.. ABD'nin gelmiş geçmiş en inançlı (!) ve en kıt vasıflı başkanlarından biri olan hazret gerçekten böyle demiş midir? Doğrusu Bush'un böyle şeyler söylememesine şaşardım. Kaldı ki burada kullanılan deyimler çok da yadırganacak ifadeler değil. Adam Peygamberce 'vahiy aldım' demiyor, 'hissediyorum' diyor. Arada 'Tanrı bana dedi' gibi kesin ifadeler de, masum birer abartı sayılabilir, dolayısıyla bu söylemler sapkın bir köktendincinin hezeyanları olarak görülmeyebilir. Hatta bunlar, ABD'nin en iyi üniversitelerinden mezun zeki bir 'siyaset hergelesi'nin dalgacılığına da yorulabilir: - Bush dincilikle veya kendisine yönelik aşırı dincilik yakıştırmaları ile alay ediyor. Belki de dindarlığının maske olduğunu itiraf ediyor! Fakat hayır! Bush belki bu sözleri hezeyana yorumlanamaz biçimde söyleyebilecek kadar olabilir ama hastalık düzeyindeki fanatik ciddiyeti yüzünden derin fikri eğlence zevkiyle dile getirmiş olamaz. Kaldı ki, ruh sağlığı açısından Bush'un ciddi sorunları olduğu, alnındaki çizgilerden de bellidir. Ömrü şaşırmakla geçen, ikide bir 'haao, o da?' duygusuyla olan bitene ve etrafa hayretle bakan kişinin alnı ortadan dikine çizgilerle şekillenir.. Düşünen ve sorun çözen kişinin alnındaki kırışıklar yatay çizgilerden ibarettir. Bu sütunlarda zaman zaman küresel çetenin mistik bir sapkınlık içinde bulunduğunu kaydettiğimde şüpheyle bakanlar olmuştur. Bazı dostlar sadece abartılı söylem geliştirmek için bu iddiaya yer verdiğimi düşünürken bazıları da sapkınlığı dile getirişimi mecazi bir anlatım sanıyorlardı. Oysa Batı'da birtakım loca, mahfil ve kulüplerde her türlü sapkınlığın birer ayin olarak yaşanması gizlenemeyen bir gerçekti. O kadar ki, bazı kiliselerde din adamı görünümündeki İblis'lerin de katıldığı Deccal işi ayinlerde sübyancı partileri düzenlenebiliyor, hatta çocuklar kurban edilebiliyordu. Kara büyü dahil her türlü doğaüstü merak ve uğraş ile içli dışlı, kapitalizme özgü sapkın 'Ehass'ul-Havas' (= seçkinler seçkini) kadroların varlığı tartışma götürmez. Bunların ayin ve icraatları, bütün gizlilik çabalarına rağmen, ölümü dahi göze almış araştırmacılar tarafından büyük ölçüde keşfedilebilmiş, bazı üst düzey ABD yetkilileri böyle sapkın işler ve cürümler yüzünden mahkemelik bile olmuşlardır. Bu tür etkinlikleri bazen bizzat kendileri de sırf güçlerinin dayanılmazlığına hükmedilsin diye kamuya sızdırabilmektedirler. Küresel çeteyi oluşturan seçkinler seçkini (!) zevat, büyü ve uyuşturucunun de etkisiyle bir süre sonra kendi kutsallıklarına da inanır hale gelebilmektedirler. Şüphesiz bu durumlarını şeytani bir olağanüstülük değil, ilahi bir erişmişlik hali sanmaktadırlar. İslam kültüründe 'istidrac' denilen bu 'sapkın olağanüstülük türü' sayesinde pek çok ahmak, pek çok ruh hastası kendisini Şeyh, Mehdi, Mesih ve Peygamber zannetmiştir.. Bush'un alnındaki dikine çizgiler de böyle bir kaderin ifadesi olsa gerek. Mübarek Ramazan hürmetine Allah aklımıza mukayyet ola!
|