kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Teknoloji
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Gazi Ercel @ SABAH
 

Bundan sonra...

İki günlük heyecanın ardından AB ile müzakerelere başlama aşamasına geldik. Bizim için yeni bir dönem olacağı kuşkusuz . Uzun süreceği bir çok kişi tarafından da kabul edilen bu sürecin bitiminde, Türkiye'nin AB içinde tam üye olarak yerini alacağından eminim. Müzakerelerin ne kadar devam edeceği ise, çeşitli varsayım ve senaryolara göre değişiyor.
Bu sürecin ne kadar süreceğine ilişkin soruya yanıt ararken, bir önemli noktayı hiç hatırımızdan çıkarmamamız gerekiyor. O da "topun artık bizde olduğu" gerçeğidir. Müzakereler sırasında göstereceğimiz performans ve süratin, adaylıktan üyeliğe geçiş süremizi belirleyecek temel faktör olacağı kesindir.
Ne kadar etkin, yapıcı ve süratli davranırsak, Topluluğun alacağı siyasi kararları da, o derecede güçlü bir biçimde etkileyebileceğiz.

Olmazsa
olmazlar
Müzakerelerin süresine ilişkin olası senaryoları geliştirmeden önce, bazı
temel varsayımları da belirtmemiz gerekiyor. Bunlar, AB ile yapılacak müzakereler süresince bir bakıma "olmazsa olmaz" koşulları olarak karşımıza çıkıyor. Bu varsayımları şu şekilde özetleyebiliriz:
* Politik istikrar, ileri de koalisyon hükümetleri kurulsa bile, sürecektir.
* Makroekonomik politikaların AB'ye tam üyeliği hedefleyen bir biçimde çizilip, uygulanmasından ödün verilmeyecektir. Kamu açıkları ve borcu dikkatle izlenecektir.
* Düşük düzeyde fiyat istikrarından vazgeçilmeyecektir.
* Gerekli demokratik ve ekonomik reformlar zamanında tamamlanacaktır.
* Gerçekleştirilen yapısal kazanımlardan geri dönülmeyecektir.
* Popülist politika uygulama yoluna sapılmayacaktır.
Türkiye, bu konularda bir çok adımlar atmış ve mesafeler kat etmiş bir ülkedir. Bunları dikkate aldığımızda, varsayımların hem gerçekçi, hem de uygulanabilir olduğuna inanıyorum.

Üç
senaryo
Bu varsayımlar çerçevesinde ileriye baktığımızda, AB'ye tam üye olma süresine ilişkin olarak, üç senaryo karşımıza çıkıyor.
1- Temel Senaryo: Bu senaryo, müzakerelerin inişli ya da çıkışlı dönemleri olsa da, önümüzdeki 10-15 yıllık bir sürede tamamlanacağını öngörüyor. Bu sürede Türkiye'nin, bıkmadan usanmadan müzakere konularındaki sorunları teker teker çözerek, AB ile uyumu sağlaması bekleniyor.

2- İyimser senaryo: Gerek atılacak hızlı adımlar, gerekse dışımızda oluşan olumlu gelişmeler sonucu, Türkiye'nin 5 yıl içinde adaylıktan üyeliğe geçebileceğini öngören bu senaryoyu da yabana atmamak gerekir. AB'nin büyüme sorunlarını çözememesine karşı Türkiye'nin ekonomik açıdan göstereceği yüksek performans ve ülke mizin giderek artan jeopolitik önemi bu olasılığı gündemde tutmaktadır. Avrupa Birliği'nin savunmasına katkı yapacak ve ABD ile ilişkilerini "stratejik" düzeye çıkaracak bir Türkiye, kısa sürede AB'nin üyeleri arasına da girebilir.

3- Kötümser senaryo: Bu senaryoya göre, bize düşen görevlerin aksatılması, müzakerelerde alınacak kararların zamanında uygulanmaması, varsayımlarda sapmaların ortaya çıkması ve AB içinde Türkiye aleyhine akımların güçlenmesi adaylık statümüzü uzatır. Zaten ucu açık olan müzakereler, bir türlü bitirilemez.
Üyelik, Ankara Anlaşması'nda olduğu gibi sürüncemede kalır.
Bu aşamada olasılıklara dayanan senaryolar bunlar. Umarım, temel senaryo ile iyimser senaryonun arasındaki bir noktada ve siyasi destekle alınacak bir kararla Türkiye, müzakereleri başarı ile tamamlar. Topluluğa güçlü, dinamik, rekabetçi ve demokratik yapıda bir üye olarak katılır.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Zoraki evlilik   / 03-10-2005
 Mortgage şeffaflaştıracak   / 01-10-2005
 Şokların etki süresi kısalıyor   / 30-09-2005
 IMF Dünya Bankası toplantıları başlıyor   / 23-09-2005
 20 milyar dolar gelirse   / 21-09-2005
 Sermaye mi kredibilite mi?   / 19-09-2005
 Martin Wolf ve döviz rejimi   / 16-09-2005
 Enflasyon düşünce Tüpraş'ın değeri ortaya çıktı   / 14-09-2005
 Enflasyon hedeflemesinde seçim yapılmalı   / 12-09-2005
 Basel II karşısında KOBİ'ler ne yapmalı?   / 10-09-2005
MELİHA OKUR
Parayı veren düdüğü çalıyor
Bu kez parayı ulusal sermaye...
ABDURRAHMAN YILDIRIM
Yerlileri de global oyuncu yapan rüzgar
En kritik...
GÜNTAY ŞİMŞEK
Erdemir neden evde kaldı?
Erdemir ihalesinde,...
GAZİ ERÇEL
Bundan sonra...
İki günlük heyecanın ardından AB ile...
ŞELALE KADAK
TÜSİAD editoryal yazı peşinde!
Avrupalı, gazetelerin dış...
Osmanlı ve Türk motifine hayran
Türk modacı Atıl Kutoğlu, Avusturya'nın Dışişleri Bakanı Plassnik...
En kritik anda ortaya çıkan nine
AB krizini "Enerjimizin çekildiği anlar oldu" diye anlatan Erdoğan...
Başesgioğlu tanık
Başesgioğlu tanık
Yüce Divan, Yılmaz Hükümeti'nde İçişleri Bakanlığı yapan AK Parti...
Gözyaşı 'sel' oldu
Gözyaşı 'sel' oldu
Rize'yi önceki gece vuran sel felaketinde 7 kişi hayatını kaybetti.
IMKB
E: 35.625 D:% 3,86
DOLAR
S: 1,337 D:% 0,000
EURO
S: 1,595 D:% 0,000
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu