|
|
17 Aralık'ta ne yaşanmıştı?
Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) ile müzakerelerinde temel oluşturacak çerçeve belgesi üzerinde uzlaşma arayışlarına bugün nokta konacak. Fakat, çıkacak karar Türkiye'nin geleceği kadar AB içinde önemli. Zira ciddi tartışmalarla ilerleyen görüşmeler, AB içinde çeşitli çatlaklara sebep olabilecek gibi görünüyor. Bir yıl önce, 17 Aralık'ta yaşananlarla bugünkü gelişmeler ise neredeyse paralellik arz ediyor. Bu sebeple geçen yıla göz atmakta fayda var. 17 Aralık akşam saatlerinde Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, düzenlediği basın toplantısında, Kıbrıs'la ilgili olarak varılan uzlaşmanın, Kıbrıs Cumhuriyeti'ni tanıdıkları anlamına gelmediğini, AB sürecinin birçok anlaşmazlığın çözümüne yardımcı olacağına inandığını söylemişti. AB Dönem Başkanı ve Hollanda Başbakanı Jan Peter Balkenende, Türkiye'nin Ankara Anlaşması'nın ek protokolünü imzalamayı kabul ettiğini ve bunun nihai metinde yer aldığını açıklamıştı. Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, Türkiye'yle müzakerelerin başlaması kararının Avrupa ve Türkiye için yeni bir başlangıç olduğuna dikkat çekmişti. Balkenende, Türkiye'yle üyelik müzakerelerine başlanması teklifiyle, AB'nin 'tarih yazdığını' medyaya deklare etmişti. İngiltere Başbakanı Tony Blair de, Türkiye'yle müzakerelere 3 Ekim 2005'te başlanacağını üzerine basa basa söylemiş, ayrıca 'Bu Avrupa için önemli bir an' şeklinde konuşmuştu. Almanya Başbakanı Gerhard Schröder ise AB'nin Türkiye'yle üyelik müzakerelerine 3 Ekim 2005'te başlayacağına emin olduğunun altını çizmişti. Görüldüğü üzere bir yıl önce Türkiye'nin AB girmesi yönünde gayret sarf edenlerle, bir yıl sonrasında çok fark yok. Bir yıl önce, taslak metinde Türkiye'nin AB'yle yapacağı müzakerelerin 'ucu açık bir süreç' olacağı ve sonucunun garanti edilemeyeceği belirtilmesine rağmen Fransa ve Avusturya gibi karşı cepheyi oluşturanlar, Türkiye'yi rahatsız edecek, sıkıntıya sokacak her yolu denemişlerdi. Bugüne de yine karşı cephe damgasını vuracak gibi görünüyor. Geçen yılın akılda kalan en önemli gelişmesi ise Türkiye'nin müzakereler başlamadan önce Ankara Anlaşması'nın ek protokolünü, Kıbrıs dahil 10 yeni üyeyle imzalayacağını niyet etmesine yönelik ifadeye protokolde yer verildiği haberiydi. Netice itibarıyla AB zirvesi taslağında, Türkiye'yle müzakerelerin 3 Ekim 2005 tarihinde başlatılacağı teyit edilmişti. Bugün bu teyidin, ne anlama geldiğini, AB ve Türkiye'nin hangi tarafa yelken açacağına göreceğiz. 'Hayır' cevabı sebebiyle, Türkiye'nin pek fazla bir şey kaybedeceğini düşünenlerden değilim.
|