|
|
|
|
Sabancı: AB'ye yönelim geri çevrilemez bir süreç
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Ömer Sabancı, ''AB'nin Türkiye'nin meşru kazanımlarını gözeten ve AB içindeki fevri siyasi mülahazaları kontrol altında tutan bir tutum içinde, Türkiye ile üyelik müzakerelerini başlatma kararı alacağını beklemekteyiz'' dedi..
Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) tarafından düzenlenen ''AB, Rekabet, İnsan Kaynakları ve Endüstri İlişkileri'' konulu ''Gelişim'05 Konferansı'', Antalya Kundu'daki Kremlin Palace Otel'de başladı. TÜSİAD Başkanı Ömer Sabancı, konferansta yaptığı konuşmada, Türkiye'nin AB'ye yöneliminin ''geri çevrilemez bir süreç'' olduğunu belirterek, Türkiye'nin dış ticaretinin yarısından fazlasının AB ülkeleriyle gerçekleştiğini vurguladı. İhracatın büyük bölümünün AB ülkelerine yönelik olduğunu dile getiren Sabancı, ''Türkiye hem yerli
hem de yabancı ülkeler açısından Avrupa pazarına yönelik bir üretim üssü haline gelmiştir. Ülkemizde en çok yabancı yatırımı AB üyesi ülkelerin şirketleri yapmıştır'' dedi. Türkiye'nin AB üyeliğinin normal koşullarda en fazla 8-10 yıl sürebilecek müzakereler sonucu gerçekleşebileceğini vurgulayan Sabancı, bu süreyi aşan projeksiyonların ''abartılı'' olacağını dile getirdi. Sabancı, müzakereler öncesi Avrupa kamuoyundan yükselen bazı olumsuz açıklamaların Türk kamuoyu tarafından kaygıyla karşılandığına dikkati çekerek, şöyle konuştu: ''Günlük çıkarlar ve politik kaygılar, modern tarihin bu büyük barış ve medeniyet projesine engel olmamalıdır. Bazı Avrupa ülkelerindeki kısa vadeli seçim hesapları, politikacılara birbirlerini 'Türkiye üzerinden vurma' fırsatı veriyor. Zamanla, biz de milliyetçi önyargılara itibar etmeden bununla mücadele etme yöntemlerini öğreneceğiz. Türkiye 1963 Ankara Anlaşması'ndan bu yana geçen süreç çerçevesinde AB'nin zaten ayrılmaz bir parçası olmuş durumdadır. Avrupa'nın gündemine böylesine oturmuş, O'nun yaşamının ve iç tartışmasının parçası olmuş bir ülke, AB'nin zaten içindedir. Önümüzdeki süreç, bu durumu güçlendirme ve kalıcı bir hukuki çerçeveye oturtma süreci olacaktır. Bu süreçte, Kıbrıs Rum Yönetimi gibi beklenen tepkileri veren, Fransa gibi iç siyasi kilitlenmelerden doğan tutumları dost ülke davranışına sığmayan boyutlara taşıyan, Avusturya gibi kendini tarihsel saplantılardan kurtaramayan ülkeler de olacaktır. Buna karşılık İngiltere ya da İtalya gibi sağduyuyla hareket edenler de bulunacaktır. Bu dalgalı ortamda, rotadan sapmadan ilerleyebilmek önem kazanmaktadır.'' MÜZAKERE ÇERÇEVE BELGESİ
Müzakere Çerçeve Belgesi konusundaki değerlendirmeleri hükümet, muhalefet, medya ve kamuoyunun doğru biçimde ve soğukkanlılıkla yapması gerektiğine işaret eden Sabancı, ''Bu belge müzakerelerin başlatılmasını ve sürdürülebilmesini sağlama işlevini yerine getirmek zorundadır. Bu nedenle biz de bu belgeye, orta vadeyi dikkate alan stratejik bir yaklaşım içinde olmalıyız'' diye konuştu. Ömer Sabancı, Müzakere Çerçeve Belgesi'nin müzakere sürecini şekillendiren teknik bir belge olduğunu ifade ederek, şunları söyledi: ''Bu teknik dokümana, tarafların karşılıklı deklarasyonlarıyla ortaya konmuş bulunan siyasi pozisyonlarının yansıtılmaması gerekmektedir. Dolayısıyla AB'nin Türkiye'nin meşru kazanımlarını gözeten ve AB içindeki fevri siyasi mülahazaları kontrol altında tutan bir tutum içinde, Türkiye ile üyelik müzakerelerini başlatma kararı alacağını beklemekteyiz. Bu nedenle reformlarınımızı hızlandırmalı ve derinleştirmeliyiz.''
|
|
|
|
|
|
|
|
|