Bakalım bu kez borsadaki yabancı tuzağına kim düşecek?
İstanbul Borsası, Eylül 2001'den beri altıncı büyük yükseliş eğiliminin içinde. Borsada fiyatların genel göstergesi İMKB-100 Endeksi 17 Eylül 2001'de 0.41 cent düzeyinden 13 Eylül 2005 Salı günü 2.47 cente kadar yükseldi ve yüzde 502 değer kazandı. Buradan da satış yedi. Lira bazında endeks 1.000 puan yükselip ardından 1.200 puan düştü. Düşüş de son yılların rekor sayılacak bir işlem hacmiyle gerçekleşti. İstanbul Borsası'nı asıl yönlendirenlerin ve çıkışa öncülük edenlerin yabancılar olduğunu biliyoruz. 2001'de yabancıların İstanbul Borsası'nda yüzde 34 olan payları dört yılın sonunda yüzde 65'e çıktı.
Tüpraş dopingi Ekonomik istikrarın sağlanması, siyasi istikrarın buna eklenmesi, AB sürecinin yaptığı doping ve dünyada likidite bolluğu, yabancıları Türkiye piyasasına yönlendiren ana etkenlerdi. AB'nin Türkiye'ye müzakere tarihi verdiği 17 Aralık sonrasında yabancıların hisse senedi yatırımları hızlandı. Son olarak Tüpraş'ın beklenenden çok yüksek bir fiyatla sonuçlanan ihalesi hisse senedi piyasası için de doping etkisi yaptı.
AB'nin kafası karışık Fiyatların geldiği düzey olarak kâr realizasyonlarını beklemek gerek. Çünkü aradan geçen dört yılda hisse senetlerinin ortalama değer artışı dolar bazında yüzde 502'ye vardı. Bunun yanında 3 Ekim, Türkiye'nin AB yolundaki balayı döneminin son perdesidir. Ardından başlayacak müzakere sürecinin farklı özellikleri, beklentileri ve etkileri olacak. Referandumlarda çıkan hayır sonuçlarının ardından AB'nin veya en azından bazı ülkelerin kafası yeniden karışmıştır. Bu kafa karışıklığı müzakere sürecini Türkiye için çok zorlaştıracaktır. Zaten AB ile müzakerelere başlayan ülkelerin piyasalarında da genelde kâr realizasyonlarının yaşandığı görülmüştür.
Fiyatların düzeyi Bizde de hisse senedi piyasasındaki büyük yükseliş olgunluğa doğru yaklaşmıştır. Özellikle yabancıların aldığı büyük hisse senetlerinin ait olduğu İMKB-30 Endeksi'nin düzeyi İMKB-100'den ciddi olarak yüksektir. Kâr realizasyonunun yaşandığı salı günü kapanışta 2.44 centlik İMKB-100 seviyesine karşılık İMKB-30'un düzeyi 3.14 centtir. 2000 yılındaki tepe noktası 3.81 centtir.
Hep kazandılar 1987'de yaşanan İMKB'nin ilk büyük yükselişi hariç tutulursa, altıncısına kadar geçen dört büyük yükselişte de, yabancıların taktiği değişmedi. İyi hisseleri seçip endeksin düşük dönemlerinde aldılar, beklemesini bildiler, yükseldiğinde de sattılar. Karşılarında borsa deneyimi olmayan veya az olan yerli kişisel yatırımcı grubu vardı. Yerliler kaybederken yabancılar kazandı. İMKB'deki paylarını yıldan yıla artırdılar. Koydukları paranın toplamı net bazda 8 milyar dolarken, ellerindeki portföyün değeri 23.5 milyar dolara yükseldi. Bu kâr şimdilik kağıt üstünde olsa bile, yabancıların Türkiye piyasasından 8 milyar dolarlık yatırıma karşılık 15.5 milyar dolarlık kazanç sağladıkları gerçeğini değiştirmiyor.
Yine aynı taktik Şimdi içinde bulunduğumuz altıncı büyük çıkışta da, benzer davranışın ilk bölümünü sergilediler. Endeks düşükken ve hisse senetleri ucuzken aldılar, beklediler. Ancak yerliler bu kez piyasaya gelmedi. Yabancılar ise almaya devam etti. Şimdi sıra ikinci ve son aşamaya geldi. Artık fiyat düzeyi olarak işin finaline ya geldik ya da yaklaştık. Geçen haftaki hareketler ve uygun koşullardaki kâr realizasyonu da gösteriyor ki , artık satmak için fırsat kolluyorlar. Birileri bu tuzağa düşene kadar kollamaya da devam edecekler, bekleyecekler. Eğer yerli yatırımcılar güven kaybından dolayı bu tuzağa düşmezse, yeni gelecek başka yabancıların düşmelerini beklemek gerek. Yerliler için de, İMKB'nin geleceği için de, belki en hayırlı sonuç, yabancıların birbirini tuzağa düşürmesi olsa gerek.
Sonuç "Gelecek olayların gölgesi önceden düşer" Kemal Ural
|