Enflasyon hedeflemesinde seçim yapılmalı
IMF, geçen hafta ülkemize gelen heyetinin ne gibi konular üzerinde duracağına dair bir basın açıklaması yayınladı. Ben de dahil olmak üzere, daha önce medyada bu konuya eğilenler, imzalanan stand-by anlaşması ve niyet mektubuna bakıp, orada yer alan konuları "IMF bunları gözden geçirecek" diye sıralamıştık. 6 Eylül'de yayınlanan bu basın bildirisi sonrası, "acaba değişiklikler var mı?" diye merak edip bakınca, yapısal reform gündeminde bundan sonra atılacak adımlara ilişkin bazı yeni konularla karşılaştım. Belirtilen yeni konulardan birisi de, "Ocak 2006 başında formal enflasyon hedeflemesine başlanması için Merkez Bankası'nca yapılan teknik hazırlıkların" görüşülmesiydi. Konu yeni değildi. Hem niyet mektubunda yer almıştı, hem de IMF'nin yakından takip ettiği bir konuydu. "Son safhada bir daha bakalım" denmiş olsa gerek. Türkiye yıllardır formal değil de "örtük" enflasyon hedeflemesini uyguluyor. Artık örtünmenin gereği yok, açılıp saçılma zamanı geldi. 2006 yılı başında bu gerçekleşecek. Dolayısıyla, teknik konularda bir sorun olacağı kanısında değilim. Olsa olsa, enflasyon hedeflemesine ilişkin vizyon, teori ve dünya örnekleri konusunda bir çalışma olabilir. Bunun ise en can alıcı noktası, enflasyon hedeflemesi sisteminin "tam mı" (full-fledged inflation target), yoksa "hafif mi" (inflation targeting lite) şeklinde uygulanacağına karar vermektir. Dünya para politikası uygulamasında, iki tür enflasyon hedeflemesi vardır. Birincisi, tam enflasyon hedeflemesi denilen, sadece hükümetçe veya merkez bankasınca hedeflenen enflasyona kilitli para politikasıdır. İkincisi ise, hafif, 'light' daha doğru İngilizce ile 'lite' sıfatı kullanılarak uygulanan sistemdir. Burada tek hedef enflasyon değildir. Başka hedefler de vardır. Tam enflasyon hedeflemesini uygulamak için şartlar bellidir. Kredibilitesi yüksek bağımsız bir merkez bankası, sağlıklı kamu finansmanı, etkin finans piyasası, bunun olmazsa olmaz koşullarıdır. Bu durumda merkez bankası enflasyon hedefine kilitlenir. Başka bir konuyu düşünmez olur.
Light hedefleme Hafif enflasyon hedeflemesi, yukarıdaki şartlar tam olarak oluşmadığı ortamlarda uygulanır. * Merkez bankasının düşük kredibiliteye sahip bulunduğu ya da tam bağımsızlığına kavuşamadığı, * Kısa vadeli faiz oranları ile enflasyon ilişkisinin az olduğu, * Derinliği az ve iyi çalışmayan mali piyasaların mevcut bulunduğu, * Dolarizasyonun para politikasını etkisizleştirdiği, * Kamu maliyesinin sorunlarının çözümlenemediği, * Dalgalı kur dışında döviz kuru rejiminin geçerli olduğu, * Ekonomik şoklara açık, ülkelere hafif sistem önerilmektedir. Burada merkez bankalarının, enflasyon dışında sürdürülebilir büyüme, düşük işsizlik, finansal istikrar gibi başka hedefleri de vardır. Enflasyon hedefi konusunda kesin söz vermezler. "Tek haneli düşük enflasyon hedefimizdir" derler, geçerler. Dünyada 2001 yılı sonu itibariyle, enflasyon hedeflemesine dayalı para politikası uygulayan 42 ülkeden, 18'i "tam" sistemi benimserken, 24 ülke "hafif" sistemi tercih etti. Dolayısıyla, Türkiye önce bu seçimi yapmak zorundadır. 2006 yılı başında formal enflasyon hedeflemesine geçişte "tam" sisteminin uygulayacağı kararlaştırılır ve açıkça beyan edilirse, o zaman teknik hazırlığı Merkez Bankası'nın değil, hükümetin yapması çok daha doğru olur. Çünkü, tam enflasyon hedeflemesi Hükümete çok büyük sorumluluklar ve görevler vermektedir.
MERKEZ'İN FAİZ KARARI DOĞRU
Merkez Bankası kısa vadeli faiz oranlarının değiştirmedi. Karar doğruydu. Zira uluslararası petrol fiyatlarındaki artışların ve hizmetler sektörünün inanılmaz fiyat inatçılığının enflasyon konusunda önümüzdeki dönemi olumsuz etkilemesi kaçınılmaz. Büyüme ise yüzde 5'ler gibi bir çok ülkeye kıyasla yüksek düzeyde. Buradaki sorun, artış ve azalış kararları ile sinyal görevini giderek etkin yapmaya başlayan kısa dönemli faizlerini, mevcut düzeyinini gereğinden daha yüksekte kalması. Daha önceki indirimlerde düşüş oranları fazla olsaydı, düzey sorunu da oluşmayacaktı.
|