Görünmez adamlar
Fenerbahçe'nin seyircisi olmak hem zor, hem güzel. Maçın temposunu takip etmek, bu hareket içinde askerlerin ve generallerin mücadelesini süzüp, tezahüratı hakkıyla yapmak zorundalar. Açıkçası dün kimi alkışlayacaklarını şaşırdılar. Futbolu bir keyif haline getirmenin yolunu bulmuş 11 oyuncunun resitali gibi maç izledik. Bir Alex yükleniyor alkışların hakkını, arkasında Anelka "Bana da, bana da" diye ortaya çıkıyor. Aurelio muhteşem golüyle tribünlerin kucağına atlarken, Selçuk ve Appiah "yorulmak" kelimesini sözlüklerden çıkartıyorlar. Tuncay'ın sakatlığının geçmesi, yaklaşırken çalan forma "zillerinin" sesini duyarcasına bir enerji üretimi ile karşılaştık. Sert markaja rağmen Nobre durmadan, Anelka ise gezerek "top aradılar". Aklımız Samsun maçındaki "pas kaprisleri" nde de kalmıştı. Brezilyalılar ile Anelka arasında 38. dakikada gelen gole kadar bu diyalogsuzluk sürdü. Anelka ayağına geleni vurdu, Nobre de farklı değildi. İki uygun pozisyonda birbirlerini tercih etmediler, şutu çektiler. Golcü bencilliği ile bu pozisyonları yorumlamak işimize geldi. Anelka'nın kaleciden dönen topunu Alex'in tamamlamasıyla, iki yıldız sevinç yumağı oluşturdular. Fransız'ın kaleciyi sakatlayan bozukasıyla Saracoğlu "Anelka" adını haykırmaya başladı. Ancak ikinci yarıda yine "görünmez adam" modu geri geldi. Brezilyalılar ve Fransız için birileri (!) sahada yoktu. Yenik duruma düşmenin ikinci yarıda Ankaraspor'u risk almaya zorlayacağını düşünüyorduk. Çok adamla ileri çıkmaya başladılar. Murat Erdoğan ile beraberliğe de yaklaştılar. Aybaba, Erman Özgür'ü de oyuna alarak "pes" etmediğini gösterdi. Ama F.Bahçe ilk yarıdaki mücadelesini, bu bölümde kişisel şova bıraktı. Sadece Selçuk disiplini bırakmıyor, Appiah geriye koşuyor, diğer bölüm topu bekliyordu. Bu böyle ne kadar gider, bilinmez. Sahadaki kırgınlıkları bir an önce bitirmek, gerekirse Nobre'ye oynama garantisi vermek lazım. 18'de Önder'le gelen ve sayılmayan golde, yardımcı hakem Muhittin Gürses'in Luciano için kaldırdığı "ofsayt" bayrağı tartışılmalı. Hakem Yunus Yıldırım'ın maç içindeki "karar standardı" da tartışılmalı.
|