| |
|
|
Peki Hülya Avşar gibi kadınla evlenilir mi?
Sevda dediğin ağaca benzer. Kurudu mu yeşermez bir daha. Ağacın; akasya, limon, zeytin, çam, meşe olması ne fark eder ki? Kurursa, ölür işte. Ayakta ve şekil itibariyle de "aynı" görünmesi geçicidir. İçten içe koflaşma, çürüme, yıkım başlamıştır çoktan. Özellikle son yıllara bakın. Memleket dahilinde boşanmaların neredeyse evlilikler kadar arttığı tokadı çarpar yüzümüze. Hele de genç kuşaklar, direnemiyor, tahammül edemiyor, günlük güneşlik havalarda et tırnak oluşlar, iklim sertleşince çözülüyor; "bu yollarda beraber yürüyüp, yağan yağmurda beraber ıslanmayı " göze alanlar azalıyor günden güne.
Sepeti koluna Özetle; "iyi günde kötü günde birlikte" anlayışı, "sepet koluna herkes yoluna" realitesine dönüşüyor. Bunca boşanma arasında 'hem de en kralından' medyatik olan, didiklendikçe ilginçleşecek bir ayrılık geldi durdu kapımızda. Hülya Avşar ve Kaya Çilingiroğlu boşandı.
Gündem belli Ne 11 Eylül faciasının yıldönümü, ne 12 Eylül karanlığının acımtrak anısı, ne mekteplerin açılacak olması ne şu ne bu. Her sıklette insanımızın; en az 2 haftalık gündem başı belirlenmiştir, uğurlu kademli olsun vatana millete.
'Alil' oldum görmüyorum Bu ünlü çiftin boşanma meselesi biraz da körlerin fili tarifine döndü hemen. Herkes neresini tutarsa orasını tarif ediyor. Ben de naçizane 'alil'liğimle, beyaz kalemimi bir baston gibi uzatıyorum mevzua.
Olur mu ya? Dillerde gezinen soru cümleleri ne? "Hülya Avşar gibi kadın aldatılır mı? Hiç ondan boşanılır mı?" Başa dönelim, soruyu başka türlü soralım; "Hiç Hülya Avşar gibi kadınla evlenilir mi?"
Kaçacak delikler Yanıt vermek yerine "Höööst!.." çekenler de olur şimdi. Terbiyesizlik etmeyip, lafımın sonunu beklesinler. Hemcinslerime sesleniyorum. Gelin yüzleşelim cesaretiniz varsa... Biz; Türk erkekleri yani... Akıllı kadından hazzetmeyiz yalan mı? Hele ki akıllı, zeki, başarılı, zengin ve yaratıcı bir kadınsa karşımızdaki, kaçacak delik aramaz mıyız?
Kodum mu oturturum! Edilgen hallere sokamayacağımız. Koduk mu oturtamayacağımız. Aklen, fikren, sosyal ve iktisaden kendimize bağımlı kılamayacağımız kadınlar ne kadar da ürkütür bizi düşünsenize.
Dest-i izdivaç Ama Kaya, hakikaten de kaya gibi bir delikanlıymış. Komplekse kapılmadı, korkuyla sıvışmadı, kaçak güreş yapmadı. Türkiye'nin gelmiş geçmiş en başarılı kadınları arasında gösterilen (aynen katılıyorum) Hülya Avşar'ın dest-i izdivacına talip oldu. "Şu Ahmet beyin eşi, Bu Mehmet beyin karısı, Beriki Hulusi beyefendinin muhterem zevceleri" coğrafyasında "Hülya'nın kocası" diye anılma riskini hiçe sayıp yuva kurdu onunla.
Ihlamurdu belki Milletin gözü önünde sahne alan, dizi çeken, sinema tiyatro yapan, reklam çeviren, iş kuran, proje üreten, tenise, denize giden bir primadonnanın adı ve karizması altında ezilmedi, yenilmedi. Onların ilişkisi, evlilikleri bir ıhlamur ağacıydı belki. Belki de bir kavak, bir kestane, servi ya da kayın ağacıydı.
Iskalamamak Bir şey oldu, bir şeyler oldu, büyüyemedi daha fazla. Kökü sündü, gövdesi çatladı, dalı yaprağı koptu. O ağaç, o ağaç kurudu yani. Yeşeremezdi ki artık. Geriye çok şeyler kaldı amenna. Ama o kalanlardan en iri kıyım olanı da Kaya'nın cesareti, inancı, öz güvenidir kanımca. Iskalamayalım, buna da saygı duyalım olmaz mı?..
|