|
|
Ali Baba'nın bir çiftliği var
Ne yalan söyleyeyim zaman zaman ben de özeniyorum çiftlik hayatına. Kafam kızdığında "Yerleşelim mi sevgilim?" diyorum "Küçük bir yere gidelim. Atlarımız, ineklerimiz köpeklerimiz falan olsun." Kocam alışık bu çıkışlarıma; eskiden "Hayır, saçmalama" falan derdi, şimdi "Olur, ne zaman? Nereye?" gibi sorular soruyor. Biliyor tabii benim şehir kadını olduğumu. İstanbul'u solumazsam rahat edemeyeceğimi de biliyor. Olsun yine de özeniyorum. Daha doğrusu ö-ze-ni-yor-dum. Ta ki bu fotoğrafa kadar... Şimdi neresinden başlayayım? Dolgu topuk terliklerden mi yoksa o güleç surat ifadesinden mi? En son böyle bir manzarayı seçim gezisinde kocasına eşlik eden ve topuklu ayakkabılarıyla kazma sallayan Ümit Boyner'de görmüştüm. Bu daha fena. Şimdi fotoğrafın altına yazılanları aktarıyor, aradan çekiliyorum. "Neslihan Kozanoğlu'nu insanlar genelde Nişantaşı'nda davetlerde açılışlarda görürler. Çoğu kimse onun gerçek yaşantısını bilmez. Eşi Ahmet Kozanoğlu ile ultra lüks bir malikanede yaşayan Neslihan Hanım, çiftçilik ve hayvancılık konusunda bir uzman." Durun daha bitmedi. Şimdi en vurucu bölüme geliyoruz. "Neslihan Kozanoğlu'nun poz vermek için böyle giyindiğini zannetmeyin. O güzelliğine her zaman düşkün. Süt sağarken bile..." Kocaman bir "pes" diyor bu durumlara düşmemek için çiftlikte yaşama fantezimden vazgeçiyorum. Hayır, dolgu topuklu terliğim de yok, ben ince topuk severim... Düşünsenize yani... Olmaz ki.
|