|
|
Dilli kaşarlı olsun
Arnavutköy'de otururken ondan kaçmak mümkün değildi. Bebek'e doğru bir yürüyüş yaptığımda mola vermeden geçemediğim tek mekandı Marmaris Büfe. İddia ediyorum İstanbul'da başka bir yerde böylesine bir dilli kaşarlı tost yiyemezsiniz. Bir tane kesmez tabii. Ondan bundan da deneyeyim derken, bir de bakmışsınız kilo alıvermişsiniz. Nasıl oldu ki? Yani yürüyorum bayağı ama... Baktım olacak gibi değil Kuruçeşme istikametini seçtim kendime. Aslında orada da Dolce, Dolce'de de içinden çikolata akan brownie'ler var ama ayaküstü yenmez tabii. Bana pek zararı olmadı. Ne zaman ki biz canımız kadar sevdiğimiz Arnavutköy'ü bıraktık, Marmaris Büfe'ye de nostalji yapmak için uğrar olduk. Öyle olunca her şey serbest... Geçenlerde öğrendim ki Marmaris Büfe bizim gazetenin tam karşısına bir şube daha açmış. Benden mi kopamıyorlar nedir? Üstelik Bebek'- te görmeye alıştığım tanıdık simalarla. Daha büyük kötülük var mı? Yani düşünsenize her öğlen oradan bir şeyler ısmarlamak mümkün. Olur. Bir hafta dili kaşarlılar, bir hafta çorba rejimi... Selülit mi? O da ne canım? Tabii ki öyle değil. Yeni bir formül buldum. Dilli kaşarlıyı boş verin. Kepek ekmeğe zeytin ezmesi sürdürün. İçine beyaz peynir ve domates biraz da kekik. Müthiş bir tat. Üstelik fazla kalorili değil.
|