Küçük ve orta boy işletmelere yeni bankacılık düzeni uyarısı
KOBİ olarak adlandırılan küçük ve orta boy işletmelerin ekonomi için önemi ortada. Türkiye'deki istihdamın yüzde 45.6'sını, üretimin yüzde 37.7'sini KOBİ'ler sağlıyor. Buna karşılık yatırımlardan yüzde 6.5, ihracattan yüzde 8.0 pay alıyorlar. KOBİ'lerle ilgili yeni gelişme ise gelişmiş ülkelerde 2007'den itibaren bankacılığın BASEL-II düzenine geçecek olması. Diğer ülkeler ve bu arada Türkiye de, en geç 2009'a kadar bu kuralları uygulamak durumunda kalacak. Çünkü uygulamayana kaynak yok. Açıkçası var ama maliyeti çok daha yüksek olacak. Türkiye de uluslararası finansal zincirden kopmamak için mecburen bu sisteme geçmek zorunda.
Yeni düzen ne? Özelinde yeni bankacılık sisteminin uyacağı kuralların KOBİ'lere etkisini önce Türkiye Bankalar Birliği ve son olarak da BDDK bir rapor halinde yayımladı ve internet sitelerine koydular. Her iki rapordan çıkardıklarımın özeti şöyle: * BASEL-II ile bankaların kredi verme düzeni değişirken KOBİ'ler için yeni bir hayat başlıyor. BASEL-II ile kredi verme yasaklanmıyor ama kredinin fiyatlalaması ciddi olarak değişiyor. * Buna göre rating kuruluşlarından derecelendirme notu alanlar, bu notun değerine orantılı biçimde faiz ödeyecekler. Kredi riski yüksek olan yüksek faiz, az olan az faiz ödeyecek. Banka da riskini ölçtürmeyen KOBİ'ler için en yüksek düzeyde karşılık ayırmak durumda kalacak. Bu da kredi vermeyi ekonomik olmaktan çıkaracak. * Kredi almaya niyetli KOBİ'lerin not alma gerekliliği, bu kesimdeki kayıtdışılığı azaltıcı etki yapacak. İyi kredi notuna sahip olmak için, özkaynaklarını güçlendirmeleri, mali yapılarını düzeltmeleri, muhasebe sistemlerini kurmaları ve güvenilir bilanço açıklamaları, kurumsallaşmaları gerekecek. Dolayısıyla kredi notu alma gerekliliği KOBİ'lerin en büyük eksikliği olan şeffaflaşmayı da beraberinde getirecek * Yeni düzenle birlikte bilançosu daha güçlü, mali yapısı iyi ve sermayesi daha kuvvetli olan, dolayısıyla kredi derecelendirme notu daha yüksek olan KOBİ'ler daha ucuz kredi kullanabilecek. Bu koşulları sağlayamayanların kaynak maliyetleri yükselecek. Sonuçta yeni kredi düzeni zayıfların tasfiyesini hızlandırırken, güçlüleri daha da güçlendirebilecek. * BASEL-II bu yönüyle Türk KOBİ'lerinin önüne değişimi koyuyor. Yeni kurallara uyum için sürenin iyice azaldığını ve en fazla üç yıllık zaman diliminin kaldığını gösteriyor.
Yeni döneme uyum Ancak KOBİ'lerin bu dönüşü BASEL-II olmasaydı da hem AB müzakereleri hem de kayıtdışılıkla mücadele çerçevesinde zaten gerekecekti. Dolayısıyla şirketleri kayıtiçine almada Türkiye'nin önüne çok önemli bir neden daha çıkıyor. Bu konuda bürokratik kurumlar ve kamuoyu hazır. Siyasi irade de bugün hazır olmasa bile, yarın olmak durumunda kalacak. Çünkü dünya finansal zincirinden dışlanmayı kimse göze alamaz. Ekonominin çarklarının nasıl döndüğünü hepimiz biliyoruz. O zaman KOBİ'lere daha fazla zaman kaybetmeden yeni döneme hazırlanmak düşüyor. Erken kalkan yol alacak.
Sonuç- "Gönül sığarsa gövde de sığar" Türkmen Atasözü
|