| |
|
|
Anne entarili kızları bikinili
Plajda don tartışması sürüyor. Mesela dün şöyle bir cümle okudum: "30 yıl öncesine kadar İstanbul'da insanlar sahile şık mayoları ve bikinileriyle iner, rahatça denize girerdi." Bu cümle hem gerçek, hem de palavra! Çünkü denize öyle de giren vardı; donuyla, entarisiyle de... 30-40 yıl önceyi ben hatırlıyorum. Ama daha eskiden de böyleydi. Bakın Sait Faik, 'Beleş Plaj' başlıklı röportajında ( Yedigün, 20 Temmuz 1947 ) Kumkapı-Yenikapı sahilinden denize giren çocukları nasıl anlatıyor: "Mayoları yok ama beyaz donları ayaklarında. Hatta birkaçının deniz kenarı halkından olmadıkları taa ayak bileklerine kadar bağlanmış Amerikan donlarından belli. Gün görmemiş vücutları, beyaz donları ile katranlı kara iskelenin üzerinde hayalet gibi duruyorlar." Peki bu görüntü niye değişmedi? İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin Ekim 2002'de yayınlanan araştırmasını hatırlayın. İstanbullular'ın yüzde 11.5'i Boğaz'a, yüzde 17'si Adalar'a hiç gitmemiş. Yüzde 45'i, "Kendimi İstanbullu hissetmiyorum" diyor. Bu insanlar plaj adabını bilir mi? Bilse dahi umursar mı? Ama öğrenecekler! Nasıl mı? Çarşamba günü Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk ile Caddebostan'daki iki plajı (biri Kafe Zanzibar'ın önünde, diğeri Büyük Kulüp'e yakın) gezdik. Entarili tek kadın gördük. Görevliler dona izin vermiyordu. Cankurtaranlar hem kıyıdaydı, hem de denizde... Bir de cankurtaran minibüsü vardı. Öztürk'e "Çocuklar için kumluk bir alan bırakın, kalan bölümü Bodrum'daki gibi 'iskele' haline getirin ve cüzi de olsa giriş parası alın" dedim. Başkan hemen bazı kataloglar çıkarıp sert plastikten plaj-deniz mobilyalarını gösterdi. Bunlar kolayca monte edilen ve kışın sökülen duba-parçalardan oluşuyor. Plajlara değişik tipte iskeleler kurulacak. Ayrıca biraz açığa üstüne kaydırak monte edilmiş bir sal yerleştirilecek. Plajlar daha kaliteli, daha eğlenceli hale gelince de giriş ücreti alınacak. Öztürk'ün 'soruna' yaklaşımı da gayet olumlu: "Geçen gün plajda başı kapalı, entarili bir kadın vardı. İki kızı ise bikiniyle denize giriyordu. Sosyolojiyi yok sayarak, yani halkın kültürünü, değerlerini umursamayarak iş yapamazsınız. Yavaş yavaş değişiyorlar işte." Telaşa, tantanaya gerek yok. Üç beş uyarı, bir iki yasak, kaliteli hizmet ve ücret ayarlamasıyla 'çağdaş halk plajı' gerçekleşecek. Biraz sabır!
|