| |
|
|
Rüzgâr gibi geçen 35 yıl!..
Yaş otuz beş yolun yarısı eder. Dante gibi ortasındayız ömrün. Delikanlı çağımızdaki cevher, Yalvarmak, yakarmak nafile bugün, Gözünün yaşına bakmadan gider.
Ankara'da Delta Ajans'taki odama geldikleri günü hatırlıyorum.. Daha dün gibi.. 35 yıl, Şairin "Ömrün yarısı" dediği süre ne kadar hızlı geçmiş.. Hep derim ya.. "Hızlı geçmişse, iyi geçmiştir!.." Kuzen Necip Kışlalı'nın arkadaşları imişler.. Necip demiş onlara, "İyi müzik yapıyor olmanız yetmez.. Sizin bir menecere ihtiyacınız var. Benim kuzen bu ülkenin en iyi halkla ilişkiler uzmanlarından biri.. Ona gidin" diye.. Ellerinde bir makara bantla gelmişler. O zamanlar kaset pek yok. Makarayı hemen başka kuzen, o zamanlar bu ülkenin 1 numaralı pop müzik otoritesi, Hey Genel Yayın Yönetmeni Doğan Şener'e yolladım.. Ertesi gün "Sana gelenler bir Kingston Trio, haberin var mı" dedi.. Atladık gittik İstanbul'a.. 45'lik plak bir ay sonra piyasaya çıktı. Bir ay daha sonra, Modern Folk Üçlüsü, Türkiye'nin bir numaralı gurubu, Ali Paşa Ağıtı, 1 numaralı şarkı idi. Yıl 1970!.. Türkiye, ardından dünya Ahmet, Doğan ve Selami'yi, Modern Folk Üçlüsü'nü böyle tanıdı.
Mustafa Oğuz'un müthiş cesareti, yüreği idi, bu 35 Yıl Konseri'ni düzenlemek.. Bir senfoni orkestrası, bir müthiş koro, bir pop ve yerli sazlar takviyesi.. Müthiş zaman, müthiş masraf.. Müthiş risk.. Kim göze alabilir ki, Mustafa'dan başka.. ..Ve Orhan Şallıel.. Her yıla bir şarkı hesabı ile, 35 şarkının orkestrasyonunun yazılması, provalarının yapılması.. Son yılların en büyük, en yürekli müzik organizasyonu bu.. Ama değdi.. İnanın hem de nasıl değildi.. 3.5 saati aşan bir konserin sonunda kulisteki herkeste nasıl tatlı, nasıl gururlu, nasıl keyifli bir yorgunluk vardı.. Açıkhava'yı dolduran binlerce müzik dostunda da öyle.. Kulise dalanlar, merdivenlerde yakalayıp öpenler.. "Hıncal ağbi, doyamadık. Ne zaman yazacaksın, bari okurken doyalım" diyenler.. Gecenin sürprizi Modern Folk'la bu 35 yılda yolları kesişenlerin, sunucu, ya da konuk sanatçı olarak sahnede yer alışları idi.. Ahmet Kurtaran bu 35 yılı anlatan öyküyü öyle akıllı bir akışla sahneye koymuştu ki.. Gurubun benden önceki profesyonel işi idi. Esin Afşar'a eşlik etmek.. Erkan Özerman sunumu ile Esin geldi sahneye.. Yoh!.. Yoh!.. tabii.. Esin Gız gene ayni Esin kız.. Tekin Özertem TRT'de Çocuk Programları yapmıştı MFÜ ile.. Sonra M. Ali Birand, Milliyet Liselerarası Pop Müzik yarışmalarına konuk olurkenki sunucumuz ve Erenköy'deki evinin bahçesindeki çapkın partilerimiz.. İlk konserimizi birlikte verdiğimiz Timur Selçuk.. Nasıl tatlı anlattı, nasıl harika çaldı söyledi.. Timur'la bir konser daha yapmalıyız yıllar sonra.. Bülent Özveren ile ilk Eurovision denemesi ve Seul'den gelen birincilik ödülü.. Nükhet Duru ile.. Sonra Ali Kocatepe ve onun şarkısı ile Eurovision'da nihayet yarışma, Ayşegül Aldinç ile.. Kerim Afşar'ın, o zamanlar TRT'de her gece Büyük Nutku "Efendiler" diye okuyarak tüm ülkeye sevdiren Kerim Afşar'ın sesinden 1 kasım 1934 tarihli Meclis Açış Nutku Atatürk'ün.. Türk Musikisinin çok seslendirilerek evrenselleşmesi ve Anadolu'ya açılması emri.. Ve bu emrin kırk yıl sonra, "Kırk Yıl Sonra" adı ile albümleşmesi. Bu albümden alaturka çok sesli şarkılar.. Bu sırada orkestraya Durul Gence'nin katılması.. İzzet Öz.. Ve de Azeri türkülerle yapılan finale, gerçekten adı gibi parlak sesli Brilliant'ın eşlik etmesi.. Sonra tüm konuklar sahneye.. Müthiş bir koro ile Leblebi!.. ..Unuttum sanmayın.. Tüm bu akışın arasında müthiş bir sürpriz. Hüsnü Şenlendirici, klarneti ile geldi sahneye.. Bir Selanik türküsü üfledi, Atatürk'ün Meclise seslenişine paralel.. Bülbülüm Altın Kafes'te.. Türkü değil, klarnet konçertosu.. Daha şimdiden önümde yığılan emailler.. "Kim bu?.. Bu parçanın plağı, kaydı var mı?.." Hüsnü müthiş bir genç.. Ben tanıyorum. Yakında Türkiye, dünya tanır, merak etmeyin..
35 yıl önce odama gelen gençler.. Dün gibi.. Rüzgar gibi geçmiş 35 yıl.. Her şey ayni sanki.. Bir farkla.. Şairin dediği gibi.. Şakaklarıma kar mı yağdı ne var? Benim mi Allahım bu çizgili yüz? Ya gözler altındaki mor halkalar? Neden böyle düşman görünürsünüz, Yıllar yılı dost bildiğim aynalar? Aynalara bakmazsan, değişen bir şey yok!..
|