|
|
|
|
|
|
Kanser yayılmıyor dört nala koşuyordu
"...Göğsüme Grosjean kateteri yerleştirilecekti ve bu üç ay duracaktı. O kadar çok kan testi yapılması ve damardan ilaç verilmesi gerekliydi ki, standart serum iğnelerini kullanmak elverişsiz olacaktı. Bu yüzden Grosjean kateteri kaçınılmazdı... Derimin altında oluşturduğu çıkıntıyla göğsümdeki görüntüsü hiç de doğal değildi. Adeta bir solungaça benziyordu... Cumartesi sabahı erkenden kalktım. Banyoya girip aynaya baktığımda bir çığlık kopardım. Kateterimin içinde büyük bir kan pıhtısı vardı ve göğsüm de şişerek kanla dolmuştu... Annem kateteri inceledi ama panik yapmadı. Eline aldığı sabunlu bezle yavaşça temizledi ve hastaneyi aradı. Bir hemşire, kateterin pıhtı yapmasının görülmemiş bir şey olmadığını söyleyerek anneme kateterin enfekte olmasını önlemenin yolunu anlattı. Annem Dr. Youman'a telefon ederek, 'Bu kateter iyi görünmüyor. Elimden geldiğince temizlemeye çalıştım ama belki de bunu çıkarmalıyız' dedi... Telefonu elime aldım. Patoloji raporları ve kan testlerinin sonuçları endişe vericiydi. Sadece 24 saatte kanser ilerlemişti. Onkologlar hastalığın ilerleyişini 'kan işaretleyicileri' adı verilen bir yöntemle izliyordu. Human chorionic gonadotropin (HCG) ve alfa-fetoprotein (AFP) gibi, kanımızda bulunan çeşitli proteinler, vücuttaki kanser miktarını belirliyorlardı. Benim kan sayımım bir günde yükselmişti. Kanser yayılmıyor adeta dörtnala koşuyordu..."
|
|
|
|
|
|
|
|
|