Hint Kumaşı
Gazeteci Aubenas ve tercümanını kaçıran teröristler eylemlerini medyatik hale getirmek için çok uğraştılar
Liberation gazetesinin ocak ayında Irak'taki seçimleri izlemek üzere gönderdiği gazeteci Florence Aubenas ve tercümanı Hüseyin Hanun'un serbest bırakılması Fransızları sevindirdi. Aubenas, yaşadıklarını peş peşe esprilerle anlatıyor ama "Yaşarken hiç de böye komik değildi'' diye ilave ediyor. Felluce'de bir kampta önlerine çıkan 4 kişi, "Bu otomobile geçeceksiniz'' diye buyurmuş! "Dapdaracık bir bodrumda, 4 metre uzunluğunda, 2 metre eninde, ayakta rahatça durulmasına mani olacak kadar basık bir yerde, gözleriniz ve elleriniz bağlı geçirdiğiniz kapkaranlık 157 gün çok ama çok uzun geliyor, anlatması ise çok kısa'' diyor Aubenas. Kıyafetlerını çıkarttırıp, üzerinde 'Titanik' yazan bir elbise giydirtmişler. Birkaç gün sonra aynı odaya kendisi gibi gözleri ve elleri bağlı bir kişi daha konulmuş. Aubenas'nın nefesini duyduğu bu kişiyle konuşması yasakmış, hatta bütün aylar boyunca uzanık vaziyette kaldığı yatakta kıpırdaması da ağlarken hıçkırması da... Günde iki kez tuvalet, ayda bir duş izni varmış. Yemek yerken de eller ve gözler bağlı, eğilip bir şekilde ısırıp yemek gerekiyormuş. Aubenas bunları anlatırken kalabalıktan bir gazeteci "Size iyi davrandılar mı?'' diye sordu. Belli ki o da kendilerini 'direnişçi' diye tanıtan, Baas'a yakın ve iyi para edeceklerini düşündükleri gazetecileri kaçıran, bir daha hiç yolları düşmesin diye, Türk TIR şoförlerini öldüren bu insanları bir nev'i direnişçi gibi görüyor. Onlardan adeta bir kahraman yaratmak ister gibi, "Size iyi davrandılar mı'' diye soruyor.
KURAN HEDİYE ETMİŞLER Aubenas'nın adını önce 'Leyla' yapmışlar sonra 'Numara 6', serbest bırakırken de ona Kuran-ı Kerim'in tefsirini vermişler. Kendilerinin, Irak'taki Amerikan varlığına karşı direnen dini bir grup olduklarını söylemişler. Yetmemiş, Aubenas'ya bir süre sonra adının Hacı olduğunu söyleyen kişi "Sizce biz iyi Müslümanlar mıyız" diye de sorup teyid istemiş. Elbette Baas rejiminden geriye kalan, Saddam'ın eski uzantılarının, ister inansınlar ister inanmasınlar kutsal olan ne varsa, babalarının malı gibi kullanmalarına, Paris'te yaşayan Müslüman bir Türk gazeteci olarak isyan ediyorsunuz. Öyle peş peşe duyuyorsunuz, 'Leyla', 'Kuran', 'Müslüman', 'iyi Müslüman', 'dini grup', 'Hacı' 'Üstünüze alınmaya gerek yok' diyebilirsiniz ama öyle olmuyor, medyatik olan kazanıyor günümüzde... Teröristler haklı! Aubenas'yı kaçıranlar da zaten ilk günden itibaren, "Bu olayı nasıl medyatik hale getiririz" diye çok kafa yormuşlar. Bir önceki iki Fransız gazetecinin kaçırılma olayında kopan gürültüyü yakalamak için de... Fransa geçen defa adeta karşısında normal bir muhatap varmış gibi, diplomatik müzakere yürüttü sayılır. Teröristlerin derdi Müslümanlar'ın kişisel hak ve özgürlüklerinin ihlaliymiş gibi, Fransız Dışişleri Bakanı Al Jazira'ya çıkıp devlet okullarında uygulanan başörtüsü yasağının bütün ülkede uygulanmadığını, özel okullarda geçerli olmadığını anlatarak teröristlere mesaj vermişti. Fransa'daki Müslüman azınlığın önderleri de dışişlerinin desteğiyle yollara düşüp cuma saatinde, Bağdat'ta "Biz Fransa'da rahatız, hepimiz Müslümanız, onları bırakın" diye konuşmuşlardı! Paris'te resmi ve gayri-resmi ağızlardan "Belki teröristler unutmuşlardır'' diye, "Biz Irak Savaşı'nda red cephesindeydik'- ' diyerek ister istemez Fransızlar hariç diğerlerinin kaçırılma ve öldürülmesi haklı da kılındı!
CHIRAC'IN E-MAIL ADRESİ VAR MI? Aubenas'nın kaçırılmasından sonra Fransa'da önceleri fazla ses çıkmayınca anlaşılan teröristler bir süre perişan oldular. Aubenas'ya sormuşlar "Sizde, Chirac'ın e-mail adresi ya da bir muhalefet partisinin web sitesi var mı'' diye. Aubenas da "Anlaşılan ben buradan hiçbir zaman kurtulamayacağım'' diye geçirmiş içinden. Bir önceki kaçırılan iki gazetecinin kurtarılması konusunda, karanlık ilişkileriyle bir skandal isme dönüşen milletvekili Didier Julia'nın adı yetişiş teröristlerin imdadına! Bir süre sonra biri gelip "Müthiş bir fikrim var. Julia'dan yardım isteyeceksin kamera önünde. Hiç direnme, geçen defa Fransa'da çok aşağılandı, bu defa hem öç almak hem de senin için elinden geleni yapar, haftaya serbest kalırsın'' demiş. Nitekim bir gün sonra adam pek mutlu bir sesle "Haklı çıktım, herkes artık bu olaydan bahsediyor'' diyerek gelmiş. Böylece belli ki para pazarlığı başlamış. Anlaşılan ilk başta istenen bedelleri Fransız devleti ödemeye razı olmadı. Aylarca süren pazarlıkların ardından, Chirac ve devletin tepesindeki birkaç kişi hariç bugün Paris'in kaç para ödediğini bilen yok, 15 milyon euro ödendiğine dair bir söylenti var. Aubenas'yı serbest bırakanlar şimdi bu şantaj parasıyla silahlanıp, bulurlarsa başka gazetecileri başka adamları kaçıracaklar. Saddam'ın eski adamlarından, "direnişciler", "İslamın yeni neferleri'' gibi bahsedilecek sağda solda! Direniş, anti-Amerikancılık, Müslümanlık bu üçü bir aradayken en soldan en sağa kadar birileri bir yerinden yakalayıp manevi desteğe devam edecek! Yazık ki çok kullanışlı ve bu haliyle adeta bulunmaz bir Hint kumaşı gibi, isteyen istediği yerden yakıyor!
|