Fakir ama onurlu manikürcüyle kaynak ustasının aşkı
Yeni yayın döneminde iki ayrı 'Acı Hayat' izleyeceğiz buram buram melodram kokacağız diye yazacağım sanmayın. Ortada büyük bir enayilik var
Televizyonları boykot ediyorum. Gerçekten. Yaz geldi, diziler tatile girdi. Tamam televizyon da bitti. Herkes yatırımını yerli diziye yaptığı için yabancı film de satın almıyor galiba. Öylesine çaresizdim ki Elma diye bir kanalda Carmen Electra'nın striptiz dersini izledim. Yemin ediyorum size nasıl striptiz yapacağımızı öğretiyordu biz izleyicilere... 8 aşamada soyunma dersi. Akşamın sekizinde, yemek saatinde, elindeki kravatı bacak arasında getirip götüren bir Carmen Electra vardı. Gözlerime inanamadım. Sonunda imdadıma bir belgesel kanalı yetişti de Chicago'nun en yüksek binasındaki 112 asansörün nasıl çalıştığını öğrenme fırsatım oldu. Televizyonlarda bu aralar hiçbir şey yok. "Evde oturma çık gez" diyorlar anladık da, bizim gibi iki gece kuşu sevgili için televizyon büyük bir keyif. Gece yarısı alıyoruz köpeklerimizi kucağımıza, uzatıyoruz ayaklarımızı, iç içe film seyrediyoruz. Başka türlü aile bir araya gelmiyor ki... Bir de Zaruret Köftecisi'nden kazandibi yiyoruz. O saatte mi? Evet o saatte. Kilo yapmaz mı? Sağlıksız değil mi? Efendim? Bir şey mi sordunuz?
***
Sıkı bir Türk filmi seyircisi de olduğumu söyleyemem. Hatta bugüne bugün toplanıp eski Türk filmlerini seyreden arkadaşlarıma bir kez katılmışlığım yoktur. Bizim ailede bu işlerin meraklısı kız kardeşimdir. Kaç kere seyretti Münir Özkul ile Adile Naşit'in karı kocayı oynadığı o filmi, inanın hatırlamıyorum. Hani oğullarını Tarık Akan oynuyordu. Benim seyretmekten sıkılmadığım üç film var. 1. Dünyayı Kurtaran Adam, (Cüneyt Arkın) tartışmasız. 2. Selvi Boylum Al Yazmalım (Türkan Şoray, Kadir İnanır). Her "Sevgi emek demektir" cümlesinde gözyaşlarına boğulurum, inanın. Niyeyse? 3. Acı Hayat. Melodramın tüm klişelerinin kullanıldığı klasik film. "Acı Hayat"ı hatırlar mısınız? Hani Türkan Şoray manikürcü. Evlenmek istediği Ayhan Işık da kaynak ustası. Hatırladınız mı? Zengin ailenin züppe oğlu Ekrem Bora Türkan Şoray'ı içirip, eskilerin deyimiyle iğfal eder. Sonra fakir kaynak ustasına Milli Piyango'nun büyük ikramiyesi çıkar. Zengin olan Ayhan Işık intikam yemini eder. O da bu sefer zengin züppenin kız kardeşi Nebahat Çehre'yi baştan çıkarır falan. Yani diyeceğim o ki "Türk filmi gibi" benzetmelerini yaptığımız her tür hikaye vardır "Acı Hayat" ta. Hele Türkan Şoray'ın mezarı başındaki sahne... Uzun lafın kısası, "Acı Hayat" bu kış ekranlara dizi olarak gelecekmiş. Haberi duyunca bir taraftan sevindim bir taraftan da "Yine yaratıcılıklarını konuşturmuşlar, yeni bir şey yok eskilere sığınıyorlar" diye düşündüm. Biliyorsunuz filmin senaristi Metin Erksan. Kolay değil onu ikna etmek. Yine de Osman Sınav ne yapıp ne edip ikna etmiş Erksan'ı. Osman Sınav'ın da hayaliydi Acı Hayat'ı günümüze uyarlamak. Yaklaşık bir yıl önce Los Angeles'ta sohbet etme fırsatımız olmuştu. O film projesi peşindeydi ben de Angelina Jolie'nin. "Çok istiyorum" diyordu. "Acı Hayat'ı yeniden çekmek istiyorum. Harika bir hikayedir."
***
Şimdi gelelim işin dedikodu tarafına. Osman Sınav hayalini gerçekleştirmiş ve "Acı Hayat"ın telif haklarını satın almış. Kaynakçı ustası Ayhan Işık'ın rolü için de Kenan İmirzalıoğlu ile el sıkışmış. O bu işleri yapadursun başka bir cephede Tomris Giritlioğlu "Acı Hayat" dizisini çekmeye başlamış bile. Şaka değil. Onun dizisindeki kaynak ustası "Kurşun Yarası" filminden tanıdığımız Bülent İnal, manikürcü ise Özge Özberk. "Yani yeni yayın döneminde iki ayrı 'Acı Hayat' izleyeceğiz, buram buram melodram kokacağız" diye yazacağım sanmayın. Çünkü bence ortada büyük bir enayilik var. Yani Michael Moore kendisi bile "Filmimi nereden bulursanız bulun" demesine rağmen aynı yönde görüş bildirdim diye beni topa tutan bütün korsan karşıtı, telif meleklerine sesleniyorum. (Ki çok haklıydılar, orası ayrı.) Dizilerdeki telif işleri de sizin sorumluluğunuza girmiyor mu? Yani örneğin ben de çıkıp "Acı Hayat"ı baştan yazabilir miyim? Yazarım tabii. Günümüze uydururum. Bir iki güncel motif katarım. Komedi lazım örneğin. Güldürmeden olmaz. Ya da Cem Yılmaz'a götürürüm projeyi. Öyle bir "Acı Hayat" çıkarır ki ortaya, feleğiniz şaşar. "Bu muydu bizim hikaye?" dersiniz. 2090 Acı Hayat, yine yoksul genç, zengin kız. Olmaz mı? Olur tabii ama Metin Erksan'a ayıp olur. Üretenlere, yaratanlara da ayıp olur. Biraz da kolaycılık olur. "Sadece esinleniyorum canım" bahanesi de 2005 yılında biraz komik olur. Ne dersiniz?
***
1. 1985 yapımı bir korku filmi. Başrolde Kara Şimşek dizisinin Michael'ı. 2. Ah Kalbim isimli çöpçatanlık şovu. Başrolde Mehmet Ali Erbil. 3. Bruce Lee Efsanesi. Seçeeeemiiiiyorum. Galiba tercihim bir tartışma programından yana. Biraz önce "Burası Huş'tur yolu yokuştur" mu yoksa "Burası Muş'tur yolu yokuştur mu?" diye tartıştılar. Biraz sonra ise "Ordular ilk hedefiniz Akdeniz'dir, ileri!" diyen Atatürk'ün niye "Ege" demediği tartışılacak. İzninizle...
|