|
|
Zor iştir selam vermek
Bir gün büyükbabamın karşısına dikildim, iki elim belimde. "Ben adımı değiştirmek istiyorum" dedim. "Olmuyor yani. Herkes alay ediyor benimle." "Peki" dedi, "Ne olsun?"
19yaşına kadar bir mahallede büyüdüm. Şaşkınbakkal'da, Tonozlu Sokak'ta. Şanslıydım, apartmanımızın büyük bir arka bahçesi vardı. Ne oyunlar oynadık o bahçede. Kukalı saklambaç, dalya, yakantop. Babaannem hala o evde oturuyor. Geçenlerde ziyaretine gittim. Gitmişken de biraz gezindim. Öylesine özlemişim ki örneğin bir manavın "Bugün erik vermem sana, güzel değil" ya da kasabın "Etleri hazırlayıp ben getiririm, beklemeyin" demesini. Alışveriş sırasında paradan başka bir şeyler konuşmayı özlemişim, içtenliği, mahalleli olmayı özlemişim. Ellerinde büyüdüm oradaki esnafın. Küçücükken sokaklarda koşuştururdum. Sessiz sakin bir çocuktum ama ismim garip ya... Fazla ilgi çekerdim. Bir gün hiç unutmuyorum büyükbabamın karşısına dikildim, iki elim belimde. Dedim ki "Ben adımı değiştirmek istiyorum, olmuyor yani. Alay ediyorlar benimle." Büyükbabam "Tamam" dedi. "Ne koyalım ismini?" Bütün bir öğleden sonrasını isim aramakla geçirdik. Ebru, Ayşe, Zeynep, Hülya, Defne, Sibel... Bir türlü karar veremediğimi hatırlıyorum. Yine de geri adım atmadım. "Ebru olsun" dedim. Babaannem, büyükbabam ve yakın esnaf yaklaşık 3 gün boyunca gülümseyerek beni "Ebru" diye çağırdılar. Dördüncü günün sonunda ellerim yine belimde büyükbabamın karşısındaydım. "Bu iş böyle olmayacak, ismimi geri istiyorum." "Neden?" diye sormadı bile. 8 yaşında ismim tekrar benim oldu.
***
Babaannemle yemek yerken kapı çalındı, bakkala dondurma sipariş etmiştik. Çikolatalısından, babaannemin en sevdiği. Bakkalda yokmuş ama kuruyemişçiden aldırmış. "Parası" diyecek oldum. "Ye yemeğini kızım" dedi. "Çıkarken uğrarsın bana." Nasıl özlemişim mahallemi, eski alışkanlıklarımızı. İşe dönerken herkesle selamlaştım, uzaktan el salladım. Apartman görevlisi, babaannemin, hatta tüm sakinlerin gözbebeği Kamil'e "Aman" dedim. "Sana emanet." En son kime bu kadar gönül rahatlığıyla birini emanet ettiniz? Düşünün. Aslında müthiş değerlerimiz var bizim. Çoğumuz bu kültürle büyüdük. Böyle eğitildik. Peki niye böylesine kopuğuz birbirimizden? Niye hala işyerinde, girişte, asansörde "Günaydın" dediğimizde cevap alamıyoruz? Niye gülümsemiyoruz birbirimize? Niye düşmanca bakıyoruz? Cevabı bende değil.
|