|
|
|
|
Kazdağları'ndaki köylerin yıldızı parlıyor
Dağ ve deniz turizminin bir arada yaşandığı Kazdağları tatilcilerin yeni gözdesi.
Ege ve Akdeniz sahillerinde her yaz vahşi bir "deniz-güneş-kum" turizmi yaşanır. İnsanlar 40 derece güneşin altında kavrulmak için saatlerce mesai harcar. Bu vahşi deniz turizmini tamamlayan bir başka şey de "görünme" turizmidir. Yani tatil köylerindeki trendy beach club'larda son model mayo ve onu tamamlayan kıyafetlerle arz-ı endam etmek... Tatil denince nedense hemen hepimizin aklına bu tip bir görüntünün dışında başka bir şey gelmez. Oysa Türkiye çok farklı tatil anlayışları sunabilecek bir kapasiteye sahip. Bu tarz alternatif tatil olasılığı bulunan yerlerden biri de İstanbul'a çok yakın konumdaki Kazdağları. Oksijen oranı açısından dünyanın sayılı bölgelerinden biri olan Kazdağları, doğası, denize olan yakınlığı, köy yaşantısı ile buraya gezmeye gelenleri adeta büyülüyor. Sadece yaz aylarında değil ilkbahar ve sonbaharda da özellikle hafta sonlarında büyük metropollerden sıkılanların akınına uğruyor. Özellikle bir yüzünü körfezin eşsiz deniz manzarasına bir yüzünü de çam ağaçları ile bezeli dağlara çevirmiş köyler, yürüyüş ve treking parkurları, tarihi ve turistik yerleriyle Edremit körfezi başlı başına bir cazibe merkezi.
ALTERNATİF BİR KÖY Kazdağları'na olan bu büyük ilgi ilk olarak Çanakkale'ye bağlı bulunan Yeşilyurt köyü ile başladı. Yaklaşık 10 yıl önce burada açılan ilk butik otel sayesinde köydeki diğer evler de yavaş yavaş turistik açıdan yeniden düzenlendi. Şimdi köyün meydanında restorandan kafeye, şarap evinden otele her türlü turistik işletmeye rastlamak mümkün. Çetmihan burada açılan otellerin ilklerinden. Manici Kasrı, Yeşilyurt Evleri gibi çam ağaçları arasında konumlanmış, eşsiz bir doğa ve yöreye özgü yemekler sunan sayısız butik otel ve kafe ile Yeşilyurt Köyü Edremit'e gelen tatilcilerin ilgi odağı. Yüzü deniz görmese de sahile uzaklığı sadece iki kilometre. Bu bölgeyi tam anlamıyla gezip görmek isteyenler için otomobil şart. Otomobil hem buradaki dağ köylerinin hem de denizin keyfini sürmeyi kolaylaştırıyor. Dağ köyleri ile deniz kıyısı arasındaki ulaşım ise 5-10 dakikayı geçmiyor. Yeşilyurt Köyü'nden sonra şimdilerde yıldızı parlamaya başlayan bir başka köy de Altınoluk Köyü. Bir yüzü Kaz dağlarına bir yüzü Edremit körfezine bakan eski adıyla Papazlık yeni adıyla Altınoluk köyü son yıllarda metropollerden bıkan ve alternatif yaşam arayışı içindeki insanların akınına uğruyor. Altınoluk köyü Altınoluk ilçesinin merkezine de sadece 2 kilometre mesafede. Eski köy yaşantısı bir yandan devam ederken bir yandan da size her türlü lüksü sunabilecek mekanlar bulunuyor. Burada şimdilerde eski Rum konaklarının yeniden restore edilerek turizme kazandırılması projesi hız kazanmış gibi görünüyor. Bunların ilki kısa bir süre önce butik otel olarak hizmete açılan Çeşmeli Konak. Birkaç yıldır ekoloji fuarları düzenleyen ve ekolojik tarıma büyük ilgi duyan içmimar Tufan Atalayman tarafından yeniden restore edilmiş. Konakta yediğiniz her şey doğal ya da ekolojik. Midillili bir tüccar tarafından 150 yıl önce yaptırılan konağın iç dekorasyonu da konsepte uygun olarak döşenmiş. Atalayman; "Burayı ticari amaçla açmadık. Amacımız, bu binayı korumak, buradan zevk almak ve insanların da zevk almasına çalışmak" diyor. Kazdağları'ndaki diğer otellerde olduğu gibi Altınoluk'taki butik otellerde de her şeyin doğal olmasına dikkat ediliyor. Zaten yörenin bitkileri ile yapılan yemekler, zeytin ve zeytinyağı sofradan hiç eksik olmuyor. Altınoluk Köyü'nün bir başka özelliği de içme suyunun Kazdağları'ndan gelen kaynak suyu olması. Çeşmeli Konak'a adını veren çeşme de bu kaynak suyun aktığı köydeki sayısız çeşmeden biri. Zaten köydeki diğer çeşmelerden kaynak suyu almaya gelen çevre sakinlerinin oluşturduğu uzun kuyruklar dikkati çekiyor.
RUM EVLERİ Altınoluk Belediyesi de Çeşmeli Konak ile birlikte köyün turizme kazandırılması için kolları sıvamış. Köydeki Rum evleri ve konaklarının turizme kazandırılmasını istediklerini söyleyen Altınoluk Belediye Başkanı İsmail Aynur, "Köyü eski gelenekleriyle yaşatmak istiyoruz. Şirince gibi Rum evlerini turizme kazandıracağız" diyor. Yine en az 150 yıllık bir tarihe sahip Abdullah Efendi Konağı kültür merkezine dönüştürülmüş. Yanındaki bina da kısa süre sonra yine belediye tarafından butik otel olarak hizmete sokulacak. Köyün meydanı da trafiğe kapatılarak eski köy havasını koruması sağlanacak. Yan yana bulunan 15 civarındaki Rum evi bir alışveriş sokağı halinde düzenlenecek. Altınoluk köyündeki ikinci butik otel ise buraya 17 yıl önce yerleşen Dr. Levent Özdemir tarafından kısa bir süre önce açılmış. Molva Han Pansiyon 130 yıllık 6 odalı bir Rum konağı. Bu konağın mimarı Midillili olduğu için Midilli'deki hükümet konağı ile aynı özelliklere sahip. Konağın içindeki en yeni eşya ise 80 yıllık. Dr. Levent Özdemir, "Lüks bir otel konforu sunmasak da bol oksijenli ortam ve organik gıdalarla doğal ve sade bir yaşam sunuyoruz" diyor. Denize yakınlığı ile de dikkat çeken Altınoluk Köyü, korunan otantik havası, butik pansiyonları ve belediyenin düzenlemelerinden sonra gelecek aylarda kendisinden daha çok söz ettirecek gibi görünüyor.
Aynur Erdem
|
|
|
|
|
|
|
|
|