|
|
İğne ve çuvaldız...
PKK konusunda gerçek şu: Ali Baba'yı yakaladık. 40 Haramiler hâlâ oralarda...
Son bir yılda 114 şehidimiz var, mayınlar bombalar patlıyor, yollar kesiliyor, insanımız kaçırılıyor, polis taşlanıyor, örgüt bayrakları meydanlarda cirit atıyor, bayrağımız yakılıyor.
Gazetelere bakıyorum... Köşeler, hesap soran keskin yazılarla dolu. Kimi Başbakan'a giydiriyor... Kimi askeri fıştıklıyor...
Milli duygular üzerinde kalem oynatmak, yüreği yaralı olan millete şirin görünmek güzel de... İcraatlarını onaylamasak bile, Hükümet'i terörle mücadelede aciz göstermenin memlekete faydası ne? Lüks odalarımızda oturup, "Nerde bu devlet" diye ahkâm kesmek midir yurtseverlik? Ya da... Şehit tabutları üzerine ağıt yakıp, 3-5 gazete fazla satmak mıdır vatan sevgisi?
Çok özendiğimiz Avrupa'ya bakalım. Mesela İngiliz gazetelerine... İrlanda Kurtuluş Ordusu'nun bir tane bildirisi yayınlanır mı? Ya da Alman gazetelerine... Almanya'yı hedef alan terörist liderlerin röportajları yer bulabilir mi? İmkânsız... Patlama olur, verirler. Suikast olur, verirler. O kadar... Kendilerini vuran teröre siyasi ve psikolojik anlamda destek verecek tek satır yazmazlar.
Peki bizde? Son örnek Çeşme'de yaşandı. Bomba patladı, 20 kişi yaralandı. Gazeteler, turizme zarar verir diye, bu haberin üstünü örtmek için elinden geleni yaptı. Ama aynı gazeteler, Apo'nun ülkeyi tehdit eden sözlerine yer vermekten hiç gocunmuyor... Çöp tenekesinde patlayan uyduruk bomba milletten gizleniyor, örgütün sözde bayraklarıyla şakır şakır miting yapması gizlenmiyor...
Yanlış anlaşılmasın, "sansür" den söz etmiyorum. Bir "ulusal duruş" tan, "ortak bir tavır" dan söz ediyorum.
Özetle... Hükümet bu ülkeye iyilik yapmak istiyorsa, medya yöneticilerini bir araya getirmeli. Teröre karşı "ortak bir dil" oluşturulmalı. Çünkü patlayan bomba değil, ülkeye zarar veren. "Haber atlamama" rekabeti yüzünden "psikolojik bombardımana" alet oluyoruz, buna kafa yormalı...
|