Yunanlı Türk'e Benzer Mi?
Spor anlayışından siyasete kadar her şeyiyle bir Türk Yunanlıya, Yunanlı da Türk'e çok benziyor
Bence ikisi de birbirine benziyor. Hem de her bakımdan... Spor anlayışında, siyasette, üçüncülerin kendilerine bakışında... Hemen her şeyde Türk, Yunanlıya Yunanlı da Türk'ün tıpa tıp bir benzeri gibi... Futbol meraklısı olmamama rağmen gerek iş icabı gerekse biraz da meraktan Türkiye ile Yunanistan'ın futbol maçlarını seyrettim. Maçlardan biri geçen yıl Atina'da, rövanşı da geçen hafta İstanbul'da oynandı. Türk seyircisinin toplu halde Atina'daki maça Yunan seyircisinin de toplu halde İstanbul'daki maça gelmesine izin verilmedi. Nedeni de çok basitti "Sakın bir olay çıkmasın kafa göz yarılmasın. İlişkiler bozulmasın!" Nitekim, kendi halklarına sormadan ancak kendi seyircisini çok iyi bildikleri ortaya çıkan Türk ve Yunan futbol otoriteleri bu yasaklamaları koymakla ne denli haklı olduklarını kanıtladılar.
SAHA GÖSTERİLERİ Atina'daki maçta İstiklal Marşı çalınırken; stadyumu yüzde yüz oranında dolduran Yunanlı seyirciler, koro halinde ve gürleyen yuh sesleriyle Yunan milli marşını söylerek sahada çalan Türk Milli Marşı'nı "bastırmayı" başarmışlardı. (Helal olsun valla!!- vatanperverlik ve centilmenlik dediğin böyle olmalı zaten...) Maç sırasında "barbar Türklere" karşı atılan çirkin sloganlarla açılan saçma sapan panolara da diyecek yoktu doğrusu... Sanki maç değil savaş atmosferi vardı. İstanbul'daki maçta Yunan Milli Marşı çalınırken keza stadyumu tıka basa dolduran vatanperver ve centilmen Türk seyircisi de koro halinde ve gürleyen yuh sesleriyle sahada çalan Yunan Milli Marşı'nı bastırmayı aynı şekilde başarmış, açtıkları panolarla Yunanlıların 80 yıl önce denize dökülüşünü ve 550 yıl önce İstanbul'un fethini "zalim Yunanlılara" bir kez daha anımsatmışlardı. İşin komik tarafı Türkiye ile Yunanistan arasında ne zaman bir maç yapılsa, hep benzeri olaylar yaşanır ve her defasında yuhalanan taraf; karşı tarafı "nankörlükle", "nezaketsizlik ve centilmenlikten uzak kalmakla" suçluyor. Kim kime benziyor acaba? Buna karşın İstanbul'daki maçı Atina'daki evimden seyrederken TV ekranlarını ikiye böldüm ve maçın Türkiye ve Yunanistan'daki naklen yayınlarını aynı anda izledim. Bakalım spikerler maçı nasıl veriyordu? İşin doğrusu, maçı naklen veren Türk spikerleri; aynı maçı aynı anda naklen veren Yunanlı spikerlerden çok daha kibar ve centilmendi. Yunanlı spiker stadyumdaki fanatizmden etkilenmiş olsa gerek- o denli "kafayı yemişti" ki ertesi günkü Yunan gazeteleri bile Yunanlı spikerin ne denli ahlaksız olduğunu yazdılar.
İYİ HABERLER DE VAR Ancak Türklerin Yunanlılara ya da Yunanlıların Türklere benziyor olması; yalnız "sporseverlik" anlayışıyla kalmıyor. Bu benzerlik, birbirlerine karşı izledikleri siyasette de böyle ABD gibi süper bir gücün nezdinde de öyle... Yunanlılar hemen her gün "Türk savaş uçaklarının Yunan hava sahasını ihlal ettikleri" gibi haberlerle bombalanırken; Türkiye'de "Fener Patrikhanesi" gibi bir kurumun "Türkiye'yi bölmeye çalıştığı" gibi garip haberlere yer veriliyor.. Ancak diğer yandan Batı Trakya ile Doğu Trakya valileri ve belediye başkanları halkların birbirini daha iyi tanıması için gösterdikleri üstün uğraşılar ya da İzmir ile Selanik kentlerinin kardeşleşmeleri için gösterilen faaliyetler ne Yunanistan'da ne de Türkiye'de yeterince duyuruluyor. ABD'nin bakışına gelince Başbakan Erdoğan geçenlerde ABD'ye giderek Başkan Bush ile "uzun uzadıya" görüştü. Sonuç olarak Türkiye ile ABD'nin "stratejik ortaklığı" ilan edildi.
AMERİKAN ALEYHTARLIĞI Yunan Başbakanı Karamanlis de yaklaşık üç hafta önce ABD'ye giderek Bush ile yaptığı "aynı süreli" görüşmesinden sonra aynı şey ilan edilmişti.. Yunanistan ile ABD "stratejik ortak" olmuşlardı. Türkiye'de de Yunanistan'da da bu "stratejik ortaklığın" hala ne anlama geldiği araştırılıyor. Her ikisi de "Acaba Amerikalıların tongasına mı bastın yine?" sorusunu soruyorlar. Ancak Türklerle Yunanlıların benzerlikleri yalnız "olumsuzluklarla" da sınırlı kalmıyor. Her iki halkın ezici bir çoğunluğunun "Amerikan aleyhtarı" olmasında, her ikisinin de Avrupalılara yabancı gözüyle bakmakta birisinin başına bir felaket geldiğinde ötekisinin hiç düşünmeden yardımına koşmasında, göz mimikleriyle anlaşmada, aynı anlama gelen el kol işaretlerinde, vurdumduymazlıkta, boşvermişlikte, rakıda ve uzoda, hararetlikte, duygusallıkta, milli maçları savaş gibi görmelerde ve daha birçok alanda bu iki millet birbirine çok benziyor. Tevekkeli değil; Türkiye'yi ziyaret eden bir Yunanlı ile Yunanistan'ı ziyaret eden bir Türk, daha sınırı geçer geçmez kendisini "yabancı bir memlekette" hissetmediğini anlıyor. Kim kime çekmiş olabilir acaba?
|