|
|
Erkek modası tarzların sınırlarını zorluyor
Geçtiğimiz hafta gerçekleşen Milano Erkek Moda Haftası ile moda dünyası tekrar hareketlendi. Gucci, Calvin Klein, Valentino, Versace, Dolce&Gabbana gibi markaların 2006 ilkbahar yaz erkek koleksiyonlarını sunduğu bu haftayı ilerleyen günlerde, Paris Haute Couture Haftası ve eylül ekim aylarında gerçekleşecek New York, Londra, Paris, Milano Hazır Giyim Moda haftaları takip edecek. Geçen hafta Milano defilelerine göz atarken erkek giyiminden, trendlerinden bahsetmeyi istedim; ama 2006 yaz koleksiyonlarından bahsetmek için biraz erken olur diye düşündüm ve fark ettim ki, bu sezonun erkek giyiminde öne çıkanlara hiç değinmedim. Aslında görüntüde daha basit ve kolaymış gibi görünen erkek giyimi, düşündüğünüzde kadın giyimi kadar detaylı ve özellikle de son yıllarda erkek giyimi, stillerin, tarzların sınırları zorluyor. 2005 ilkbahar-yaz koleksiyonlarını incelediğimde ilk göze çarpan, kadın giyimini de de etkisi altına alan nostalji ve romantizm. 40'lar, 50'ler, 70'lerin izlerini taşıyan 2005 yaz erkek koleksiyonlarında rahat takımlar, gömlek, süveter, bol, pileli pantolonlar, cepkenler göze çarpıyor. Dries Van Noten, Harmon, Louis Vuitton, Givenchy, Yves Saint Laurent koleksiyonları favori koleksiyonlarım diyebilirim. Hem tarzı belirgin ve farklı, hem de giyilebilir, abartıdan uzak ve şık... Renkler ağırlıklı beyaz, krem, uçuk pembe, uçuk mavi kahve ve toprak tonlarında... Siyah, lacivert, koyu kahve gibi takımlar ise fuşya, turkuaz, yeşil gibi detaylarla renklendirilmiş. Rahat yazlık takımların altına giyilmiş sandaletler, parmak arası terlikler, büyük el çantaları, boyunda eşarplar ise sezonun belirgin aksesuvarları. Küçük bir not düşmeliyim ki, erkek koleksiyonlarını elerken zorlandım. Benim için erkek giyiminde en önemli şey, kumaş, kesim, dikiş kalitesi ve buna eklenmiş doğru, farklı detaylar ve renklerdir. Stil ise doğru seçim ve taşınabilmesiyle ilgili bir şeydir. Bunlar tabii ki kadın giyimi için de geçerli; ama başta da söylediğim gibi özellikle erkek giyiminde, tarzların sınırını abartmadan zorlamak, doğru geliştirmek gerekir, diye düşünüyorum. Bu çok da kolay bir şey değildir.
DİLEK HANİF
|