|
|
İhlas kavgasının içyüzü
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) yükümlülüklerini yerine getiremediği ve likitide sorunu çözemediği gerekçesiyle İhlas Finans'ın (11.02.2001) faaliyet iznini kaldırmıştı. Özel finans kurumları farklı bir düzenlemeye sahip olduğundan İhlas Finans doğrudan tasfiye sürecine girdi. Devlet mudilerin alacaklarını 'bankalarda olduğu gibi' üstlenmedi. O gün 219 bin kişi, İhlas Finans'tan toplam 1 milyar doların üzerinde bir alacak talep ediyordu. Ekonomik krizi en büyük neden olarak gösteren İhlas Grubu, alacaklılarla iyiniyete dayalı çözümler üretti. Bugüne kadar 400 milyon dolarlık bir ödeme yaparken, alacaklı sayısını da 92 bin kişiye düşürdüklerini söylüyorlar. Diyeceksiniz ki, ne oldu da birden bire İhlas Finans gündeme girdi? Önce 2001 yılına dönelim. İhlas Finans batınca akıllanan hükümet, hemen bir kanun çıkardı ve özel finans kurumlarına para yatıranları koruyacak "Güvence Fonu" kuruldu. Ancak "İhlas Finans başının çaresine baksın" anlayışıyla, kanuna geçici bir madde kondu ve Güvence Fon'u, İhlas'ın tasfiye işlemine bulaştırılmadı. Dönelim bugüne. Biliyorsunuz, yeni Bankacılık Yasa Tasarısı, TBMM komisyonlarında son şeklini alıyor. Tasarının ilgili maddesine göre, Güvence Fonu bundan böyle Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından yönetilecek. İşte bu noktada CHP devreyi girdi. CHP 2001 yılındaki kanuna konan geçici maddenin kaldırılmasını istedi. Bu madde yürürlükten kaldırılırsa İhlas Finans'ın tasfiye işlemi doğrudan TMSF'nin denetimine geçecek. TMSF Başkanı Ahmet Ertürk ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener de öneriye sıcak baktı. Ancak İhlas Finans'ın bir dönem yöneticiliği yapan Ali Çoşkun ve pek çok AKP'li aynı görüşte değildi. Sonunda kavga döğüş, CHP'nin istediği oldu. Tasarı bu haliyle TBMM'ye gelecek. Orada bir değişiklik olur mu? Bu noktadan sonra İhlas Finans'ın tasfiye işlemini TMSF'nin kontrolü dışına çıkarılması AKP'nin 'yolsuzluklara mücadele ediyoruz' söylemini yerle bir eder.
|