Anadolu ezgilerinin kardeşliği
"Bölünüyoruz" korkusuna kapılanların mutlaka izlemesi gereken bir şölene tanıklık etti İstanbul.
Kardeş Türküler, Türkiye mozaiğini müziğiyle en iyi yansıtan gruplardan biri. Alevi'si, Sünni'si, Kürt'ü, Ermeni'si, Türk'ü, Laz'ı... Her inançtan, her etnik kökenden insan hem kendinden, hem toplumundaki kardeşinden bir parçayı onların müziğinde buluyor. İstanbul'da düzenledikleri ve 7 bine yakın insanın izlediği konser bunun en açık göstergelerinden biriydi. Siyasetin, şiddetin ve sözün dile getiremediğini müzik en iyi şekilde ortaya koyuyordu. Anadolu insanı tarihten gelen kardeşliğini bu müzikte buluyordu. Önceki gün kaybettiğimiz değerli sanatçı Kazım Koyuncu'nun Lazca türküsü de, Arapça bir ezgi de, bir Alevi türküsü de, bir Sünni türküsü de insanları bir araya getirip coşturdu. 7 bin kişi Ermeni ezgilerinde de, Türk ezgilerinde de kol kola girip halay çekti. Türkiye üzerine kafa yoran, Anadolu'yu tek bir renge, tek bir sese indirgemek isteyenlerin de tanık olması gereken bir sahneydi. Bu sadece bir müzik şöleni değildi, Anadolu'nun gerçek gücünü bir grup genç insan en iyi şekilde yansıtıyordu aslında. Bu ülke insanını silahla, inançla, mezheple bölmeye çalışanlara, bu toprağın köklerindeki birlikteliğin ne kadar eski ve ne kadar güçlü olduğunu anlatıyorlardı. Bu türküler ve ona eşlik eden insanlar, bizim bu birlikteliği Kopenhag kriterlerinden çok önce sağladığımızın en büyük göstergesiydi. Kol kola halay çeken insanlar, bu birlikteliği silah zoruyla bozmak isteyenlere en güzel yanıtı hep bir ağızdan söyledikleri Kürtçe, Türkçe, Ermenice türkülerle veriyordu. Her albümü gibi Bahar Türküleri'ni de keyifle dinlediğim "Kardeş Türküler" sadece bir konser değil, bir çeşit ders verdi İstanbul'da, anlamak ve öğrenmek isteyenlere... Bu topraklar, gerek etnisitesinin, gerek inancının zenginliğiyle güçlü. Bizi birleştiren ortak bir ülkümüz de var. Kurucu babaların belirlediği bir ülkü bu. "Türkiye Cumhuriyeti'ne vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes aynı ulusun mensubudur" diyen, her inancı, her kökeni kapsayan bir anlayış bu... Herkesin kültürüne, bu kültürün zenginliğine sahip çıkıp başkasının kültürüne, diline saygı gösterdiği bir dünya anlayışı bu. Farklılıkların tehlike değil, zenginlik olduğunu gösteren bir anlayış da aynı zamanda. Her farklı renkten "Bölünüyoruz" korkusuna kapılanların mutlaka izlemesi gereken bir şölene tanıklık etti İstanbul. Korkuların ne kadar yersiz olduğunu kol kola girmiş binlerce insan gösterdi. Türkiye'yi her fırsatta eleştirmeyi görev bilen Avrupa Birliği yetkililerinin de görmesi, ders alması gereken bir geceydi. Kardeş Türküler, isimlerini ne kadar doğru seçtiklerini bir kez daha gösterdiler. "Bu toprağın insanı da, türküsü de kardeştir"i herkese bir kez daha kanıtladılar. Türkülerin kriteri, bu toprağın insanının nasıl etle tırnak gibi birleşmiş olduğunu, birbirinin hüznünü de, neşesini de ne kadar iyi anladığını dosta düşmana gösterdi. Anadolu'nun ezgileri, geleceğe daha umutla bakmamızı sağladı. Sağolasın Kardeş Türküler.
|