| |
|
|
Biz de tartışalım
AB Komisyonu'nun Türkiye'yle müzakerelerin yol haritası olacak Çerçeve Belge'yi sonuçlandırıp, onay için üyelere göndermesinin arefesinde sinir bozucu belirtiler iyice arttı. Fransa İçişleri Bakanı Nicolas Sarkozy, Başbakan Dominique de Villepin'den genişleme sürecinin durdurulmasını resmen istedi. Dahası, Türkiye'yi kastederek "Bazı ülkelerin Avrupa idealinde yeri yok" dedi. Alman Parlamentosu'nun Avrupa Komisyonu Başkanı Matthias Wissmann, Çerçeve Belge'ye ayrıcalıklı ortaklık seçeneği ile müzakerelerin ucunun açık olacağı koşulu konulması çağrısı yaptı. Türkiye için "Önce uyut, sonra unut" politikasının dillendirildiği o ünlü 2002 Kopenhag zirvesinin ev sahibi Danimarka Başbakanı Poul Nyrup Rasmussen, üyeliğin 2015'ten de ileri bir tarihe kayacağını söyledi, "Ne kadar ileriye" sorusuna şu yanıtı verdi: "Bir kuşak geçmesi gerekecek. Yani 20-25 yıl. 2025 ya da 2030 yılına kadar..." 1 Temmuz'da dönem başkanlığını devralacak dostumuz İngiltere, 3 Ekim'de müzakereleri açma, ancak görüşmeleri oyalamadan öteye geçirmeme niyetinde. Topu yıl başında dönem başkanlığını üstlenecek -Türkiye'yle ilgili görüşleri malum- Avusturya'ya atacak. Ayrıca müzakere koşullarının sertleştirileceği, çünkü "Birlik içindeki senaryonun Türkiye'ye müzakere sözü verilmesinden bu yana değiştiği" haberleri geliyor. Dahası AB Komisyonu 25 ülkede de Türkiye'nin üyeliği konusunda geniş bir tartışma başlatmaya hazırlanıyor. Türk halkının sürekli sabır sınavından geçeceği döneme giriyoruz. Elbette, AB yarım yüzyıllık ulusal hedefimiz. Ancak hedeften vazgeçmeden AB'yi ve politikaları masaya yatırma zamanı geldi. Sorgulamak için değil, ulusal mutabakata dayalı yeni yol haritası çizmek için. Bu amaçla AB Komisyonu'nun Türkiye tartışmasına paralel olarak, Türkiye'de de siyasi partiler ve sivil toplum öncülüğünde AB tartışmaları başlatılmalı. Ayrıca Çerçeve Belge kesinleşince hükümet, izlenecek yöntemde ulusal uzlaşma için, liderler zirvesi yapmayı düşünmeli. Ve nihayet milletin sesi Meclis'te de gerekirse günlerce sürecek genel görüşme açılmalı. Yoksa kamuoyunda tırmanan "AB'ye asla giremeyeceğiz" görüşü, Çerçeve Belge'deki olumsuz koşullarla çoğunluğa geçerse, hükümet esecek fırtınayı göğüslemekte çok zorlanır. Avrupa'nın sınırları olacaksa; Türkiye'nin de kırmızı çizgileri olmalı..
|