| |
|
|
Haber yerinde ağır
Haberin yeri, büyüklüğü hep tercih meselesi. Bir haberi vermek veya hiç vermemek de öyle. Gazetecinin işi zor... Çünkü okurlar sorgular.
Her gazetenin sayfa sayısıyla sınırlı bir hacmi var. Bu, günlük baskılarda haber ve yorum sayısının da sınırlı olması demek. Her gün Sabah'ta yapılan servis ve yazı işleri toplantılarının asıl işlevi belli: Gazeteye girmeyi hakedecek, okurların bilmesi gereken haberleri, daha az önemli, değerli ve ilginç olanlarından ayıklamak, sayfalara dağıtmak. Kolay değil... Mesleğin ruhunu belirleyen bu seçme işi, ne kadar ilkelere dayalı olursa olsun, elbette ki, sonuçta sübjektif yargılara dayalı. Bu yüzden, haber seçme ve ayıklama işlemi, "tarafsızlık" ilkesinin artık önem kaybetmesinin temel nedeni. Çünkü bu tercihler, bir bakıma, "taraf tutmak" anlamına geliyor. Sayfaya alınan veya alınmayan haber yüzünden beliren "taraflılık" sorgulanır. Gazeteci, tercihlerinde çok dürüst olsa bile, kullandığı bu özgürlük karşısında okurların da haber değerlendirmelerini, yerlerini eleştirme hakkı var. Örneğin, bazı okurların taze sitemi: "Adam 100 metrede dünya rekorunu kırmış. Ama bu haber, gitmiş spor sayfası içinde nerdeyse kaybolmuş. Sizce bu İran milli rekoruyla aynı mıdır?" Asafa Powell'ın 9.77'lik dünya rekoru elbette birinci sayfalık haber. Gece saatlerinde ilk baskılar dönerken gelmiş haber. Ama Spor Servisi'nden de bu köşeye anlatıldığı gibi, "iletişim kopukluğu" yüzünden haber arkalara yuvarlanıp gitmiş. Atlanmamış ama, "boydan hayli çekmiş"! Ön sayfadan yer bulamamış! Oysa okurlar Sabah'ın reflekslerine daima güvenmeli. Her ne kadar rekor haberi bir sonraki gün ön sayfaya yansıdıysa da, önemli olan habere hakettiği değeri anında, gününde verebilmek. Bazı okurlar da 16 Haziran tarihli Nikah Terörü manşetine konu olan habere soru işaretleri ile yaklaşmışlar. Bir okur, "Türkiye'nin bunca güncel ağır sorunu varken düğünlerde çocukların arabaların önüne çıkması haber midir? Soruyorum" diye yazmış. Benzer düşünceleri başkaları da bana iletti. Olabilir. Sabah'ın editörleri bu tepkilere en azından kulak verecektir. Aslında, söylenen, "haber değildir" değil. Haberin manşet olması sorgulanıyor. Ancak, Genel Yayın Yönetmeni Ergun Babahan'ın da bu tepkilere karşı verdiği yanıttaki, "Burada masum bir bahşiş isteği değil, çocukları da kapsayan şiddet ve çeteleşme önemli. Hem de düğün mevsiminin geldiği sırada" mesajı, okurlara belki yeterince aydınlatıcı gelebilir. Bazı okurlar da İzmir Belediye Başkanı Ahmet Piriştina'nın 1. ölüm yıldönümü olan 15 Haziran'da gazetede neden "tek satır bile" olmadığını sorgulamış. Hassasiyeti anlıyorum, ama bu tür anmaları "tek satır" vermek yerine başka yollar da var. Sabah'ın Piriştina'ya tam sayfa ayırdığı 12 Haziran tarihli Pazar ekindeki Erdal Şafak imzalı ayrıntılı, duygu dolu yazı gibi. Belki de o okurlar, Pazar ekindeki yazıyı gözden kaçırdı!
|