| |
|
|
Bir hayal kırıklığı ki!
Bir Tavsiye.
ATİLLA Dorsay'ı bir kere daha kutladım, filmi seyredince.. Kurt gazeteci, bir cümle ile özetlemiş filmi.. "İki stara dayalı bomboş bir film.." Aynen öyle.. Mr. ve Mrs. Smith bu kadar güzel anlatılırdı ancak.. Filmden Angelina Jolie ve Brad Pitt'i çıkarın, geriye hiçbir şeyin kalmayacağını göreceksiniz.. Ben "Angelina Jolie olmasa, yarısında çıkardım" dedim.. Kadınlar, kadın kadına da bakar ya, hem Jolie'yi, hem de Brad Pitt'i seyretmişler, Şeniz öyle dedi.. Bu reklam ve halkla ilişkiler denen kurumlar nasıl beyin yıkıyorlar.. Reklamlar müthiş bir aksiyon filmi olduğunu müjdeliyordu. Halkla İlişkiler faaliyeti ise, filmdeki sevişme sahnelerinin hatta iç çamaşırsız, hatta gerçek olduğunu, hatta kameramanların utanıp bakamadıklarını anlatıyordu, dedikodu sütunlarına.. İlk onu söyleyeyim ki, Mr. ve Mrs. Smith, İran'da kesintisiz oynayabilir.. Sevişme, mevişme hikâye.. Buna karşılık durmak bilmeyen kovalamaca ve çatışma sahneleri doğru.. Ama bıktırıcı, ama usandırıcı, ama "Öğğğ.." dedirtici.. 10 dakika seyredin, tümünü seyretmiş gibi oluyorsunuz.. Bir travia notu.. Kahramanların adları, John ve Jane Smith, Amerika'da isimsizler, ya da ismini gizli tutmak isteyenler tarafından kullanılır. Otele saklı girmek isteyen sevgililer Jane ve John Smith diye imza atarlar deftere mesela. Hafızasını kaybetmiş biri bulundu mesela.. Kimliği öğrenilene dek, John Smith diye geçer kayda.. İsimsiz ölenler, John Smith diye gömülürler. Esas kimliklerini birbirlerinden bile gizleyen karı kocanın bu adları tesadüf değil yani!..
|