|
|
Hıçkıran yapayalnız bir yürek...
Seçtiğiniz hayat sizi mutlu ediyor mu?.. Yoksa başkalarının hayatını yaşamaktan, başkalarının arzularını karşılamaya çalışmaktan yorulduğunuzu mu hissediyorsunuz?.. Başınızı yukarı kaldırın, bakın ve görün... Kendi kutup yıldızınızı bulun, onu izleyin..." diyor kitabın kapağında Nüvide... Nüvide gazeteci olmak istiyordu... Hürriyet'e girmiş, çalışıyordu... Taa ki Uğur Dündar'ı görene kadar... Uğur Dündar'ı görüp etkilenmemek ne mümkün... Nüvide de yazılı gazeteciliği bırakıp, televizyona geçti. Uğur Dündar'dan sonra, benimle Show'da ve Star'da çalıştı... Ama biliyorum içinde hep yazılı basın ukde olarak kaldı... Şimdi özenle topladığı alıntılardan 430 sayfalık müthiş bir kitap çıkartmış... Leonardo da Vinci'den Mevlana'ya, Epictetos'tan Katherine Hepburn'e, Stendhal'den Rahibe Teresa'ya kadar her yaştan ve her ülkeden yüreğimize hitap eden sözcükleri özenle seçip koymuş kitabına Nüvide... 'Kendi Kutup Yıldızını Bul' derlemenin ismi... Kitabın 41. sayfasında boldlanmış bir cümle vardı... "Reha Bey" dedi kitabını verirken bana, "Lübnanlı düşünür Halil Cibran'ın şu cümlesini mutlaka okuyun... Kim bilir, kimin için yazmış... Kim bilir belki de zaman tünelinin gerisinden ve taa uzaklardan size yazmış..." Ne mi yazıyor Halil Cibran: "Sana bir kez baktığımda, senin sevgi dolu yüreğinin içinde, sırlarını bir kadına açıklayabilmek için boşuna hıçkıran yapayalnız bir yüreğin daha durduğunu; ve sevgiyle dolu ruhunun ardında, sevgilinin gözlerinden yaş olup akabilmek için boşuna çırpınan bir bulut gibi, dolanan yalnız bir ruhun daha bulunduğunu gördüm..." Sayfaya bakarken, gözümden bir damla yaş süzülür gibi oldu... Ama ben Halil Cibran'ın söylediği bulutu öteledim içime... İzin vermedim o anda yağmur olmasına, sel olup akmasına...
|