| |
|
|
Titreşimli ve titreşimsiz sarışınlar üzerine
İnsanların hayatında "Cinsellik" çok önemli bir yere sahip. Gazetecilikte cinselliği "Müstehcen"e ya da "Müstekreh"e dönüştürmeden yapılan haberlerin, siyasi haberlerden daha fazla okunduğunu, internetteki ölçümlerden biliyorum. Bu açıdan Doğan Haber Ajansı Diyarbakır muhabiri Özgür Cebe'nin "Titreşimli sarışın şişme kadın" haberi, olayın sulandırılmadan verilebileceğine örnekti. Habere göre Diyarbakırlı iki çocuk babası bir adam, eşinden boşanınca yalnız kalmamak için, İstanbul'daki bir sex shop'a "Titreşimli sarışın şişme kadın" siparişi vermiş ve bunun karşılığı olan 80 YTL'yi de peşin olarak göndermiş. İki gün sonra 1.70 boyundaki, 90-60-90 ölçülerine sahip titreşimli sarışını postacı getirmiş. Ama teslim etmek için ürünün bedeli olan 80 YTL'yi ödemesini istemiş adamdan. Adam "Parayı ödememem, ben bunu zaten ödedim" deyince, titreşimli sarışını postacı teslim etmemiş. Adam Tüketiciyi Koruma Derneği'ne başvurmuş. Ama dernek de "Bu ürünün ilanında teslim anında ödeme şartı var" diye onu haksız bulmuş. Şimdi bu haber cinsellik açısından mı, yoksa tüketici hakları açısından mı ele alınmalı? Örneğin sarışın kadınlara karşı Ortadoğulu erkeklerin duyduğu ilginin nedeni de bu haberden yola çıkılarak incelenebilir. Bir dönemde büyük boy tabloidlerde "Sarışın güzel Helga, esmer bıyıklı Ahmet'e âşık olup, Türkiye'de kalmaya karar verdi" içerikli, sarışın kadın tutkunu erkeklerimizin egosunu cilalayan periyodik hale gelmiş haberler çıkmaz mıydı? Böyle bir hikâye de vardır. 1960'larda Almanya'ya misafir işçi olarak giden Temel'in tek emeli, bir sarışın Alman dilberi ile beraber olabilmekmiş. Aylar geçmesine rağmen bu emeline ulaşamayınca, arkadaşları onu iyice içirmişler. Yatağına şişme bir sarışın koymuşlar. Gece iyice sarhoş olan Temel'e "Seni içeride sarışın Helga bekliyor" müjdesini verip odasına göndermişler. Temel 10-15 dakika sonra dehşet içinde odasından fırlayıp, arkadaşlarının yanına koşmuş. Nefes nefese konuşmuş: -Kadını bir ısırayım dedim. Gaz çıkarta çıkarta pencereden uçup gitti, demiş. "Titreşimli şişme sarışın"lar Tüketici Hakları'na konu olduğuna göre, acaba bunlar yüzünden işlenen cinayetler sonucu, bunların Ceza Hukuku'na da konu olduklarını görecek miyiz bir gün? Mesela parasını ödeyip böyle bir sarışına sahip olan erkek evden çıktığında, başka bir adam eve girip bu titreşimli sarışınla ilişkiye girerse ve bu sırada eve dönen sahip kıskançlık cinayeti işlerse, bu "Hafifletici sebep" sayılacak mı? Uzun bir deniz yolculuğuna çıkan melankolik bir adama, yalnızlığı tırmanıp depresyona dönüşmesin diye ruh doktoru, yanına şişme sarışın almasını önermiş. Adamın şişme sarışınının farkına varan gemi mürettebatı da, o kamarasından çıktıktan sonra, sırayla şişme sarışınla beraber olmaya başlamışlar. Yolculuk bitip gemi limana dönmüş. Adam doktoru ile karşılaşmış yolda. Doktor "Şişme sarışından memnun kaldın mı" diye sorunca, adam acı acı gülmüş: -Gerçek sarışın gibiydi. Hastalık bile kaptım, diye cevap vermiş. Diyorum ki, gülmeye de ihtiyacımız var. Örneğin içinden çıktığı Doğu Almanya'nın hiçbir Kopenhag Kriteri'ne uymadan Batı Almanya üzerinden AB'ye girmesini unutan titreşimsiz sarışın Angela Merkel'in takılmış plak gibi "Türkiye AB'ye giremez" demesi mi daha ilgi çekici, Diyarbakırlı adamın parasını ödediği halde "Titreşimli sarışın şişme kadınının" koynuna girememesi mi?
|