Yürekle, emekle...
Onlara hep gıpta ederim. İçimdeki saygıya, için için, enerjilerine, özverilerine, inatlarına, hayattaki seçimlerine dair kıskançlık da mı karışır, bilmem. Ama çok saygı duyarım. Kimileri, bilinen, tanınan, bir şekilde iyi (kimine göre kötü) şöhreti olanlardır... Diyelim ki, bu şöhret artık kişiliklerini kimliklerinden oluşan bir kalıba döktüğü için, o karakter adeta "profesyonelleşmiş"tir. Onlar için bunu desek bile, bir başka benzerleri, şöhretle, tanınmışlıkla, profesyonellikle filan hiç ilgisi olmadan, bazen küçük, bazen büyük kayaların "Prometheus"u olarak dağlara dağlara vurur kendini.
Onlarla her daim aynı çizgide, her vakit aynı fikirde, her zaman aynı zikirde buluşmanız şart değildir. Yeri gelir, zaten kopup kaçmış, uçup gitmiş, menzilinizden çıkmıştır. Gün gelir aynı yollarda yolcu, günü gelir ayrı yollarda hancısınızdır. Bazen yandaş, yoldaşsınızdır; bazen ayrı dünyaların insanı. Hangi konumda olursa olsun, kerterizi önce kişiliklerinden, inançları için mücadelelerinden, o mücadele içinde kimseyi ezmeme, incitmeme özenlerinden ama gerekirse kıyasıya dövüşebilme cesaretlerinden alır... Öyle bakarsınız. "Saygı" böyle bir şeydir. Korkuyla... Biatla... Teslimiyetle... Yalakalıkla... Mevkii ile... Makamla... Yandaşlıkla... Bağımlılıkla ilgisi olmayan bir şey. Bu, sapına kadar hak edilmiş bir saygıdır. Kimi kemirgen ve sürüngenin, "düşmanın bile olsa" diye başlayan bu tür bir saygı çıtasından pek haberi yoktur. Onlar, durmadan düşman, hain arayan, karşısındakinin hiç olmazsa ahlaki tutarlılığına, içtenliğine bir kerecik bile şapka çıkarmayan... hatta kendi fırıldak çizgilerinin başdöndürücülüğünden dahi mideleri bulanmadan başkalarının üstüne kusup duranlardır.
Belki kafanıza takılıyordur, olur a... Kimi, kimleri, nasıl birilerini düşünerek bunları yazdı, diye. Elbette aklımda isimler, gözümün önünde resimler, hafızamda, hatıramda yüzler, hatlar, koşanlar ve düşenler var. Ama belli birinin kastedilmesi inanın şart değil. İnanın, bilinen, tanınan birilerinin olması da şart değil. Zaten, siz de, açık yüreklilikle, içtenlikle şöyle bir bakıverin, hatırlayıverin... Çok sayıda "Prometheus" bulursunuz... Ha babam taşırlar, taşırlar, taşırlar. Yürekleriyle, emekleriyle. Hepsini saygıyla selamlarım!
|