| |
Bush'un dolması
Ülkemin başbakanı, Amerikan başkanı ile herhangi bir tartışmaya girmişse, benim içimden, kendi başbakanımı tutmak gelir. Ulusal bir reflekstir bu... Elbette, ben Başbakan'ın "kalecisi" değilim ki her topu çıkartmaya çalışayım. Gazetecinin bir ölçüde objektif kalmak mecburiyeti var. Bir bilebilsem, Erdoğan ile Bush arasında nasıl bir itiş kakış var, tavrımı ona göre alacağım ama konuyu söktüremiyorum. Sadece ben değil, neler olup bittiğini kimseler bilmiyor. Çok diplomatik konuşuyorlar, "stratejik ittifak", "stratejik işbirliği", "BOP-MOP" söylemleri havada uçuşuyor. İnsaflı davranırsak eğer, Washington ziyaretinden akılda kalan tek şey, oval ofise giren at sineği değildir. Benim aklımda kalan şey mesela, Bush'un, bizim başbakana şu serzenişi idi: "Türkler'in bizi sevmesini sağlayın!" Bu noktada, Erdoğan'a yardımcı olmak bir vatan hizmeti şeklinde tebarüz ediyor. Bu serzenişte, Başkan Bush'un Erdoğan'a yutturmaya çalıştığı kocaman bir dolma var. Bush, ne diyor? Türkler'in Amerika'yı sevmesini istiyoruz! Yahu, Türkler Amerika'ya düşman değil ki! Türk milletinin Amerika'dan nefret ettiğini, mesela bir Küba gibi olduğumuzu kimse iddia edemez. Türkiye'yi Küba gibi görmeye çalışan sıfır kilometre moronlar yok değil aramızda ama onlar zaten hep vardılar. Aradaki farka dikkat buyurun lütfen! Türkler, Amerika'dan değil, Bush'tan hazetmiyorlar. Aynı Türkler, Clinton'u bağrına basmadı mı? Ankara'yı ziyaretinde, Bolu depreminden sonra bölgeyi ziyaretinde, Clinton için yer yerinden oynamadı mı? Adam bekâr olsa, sayısız Türk kızından izdivaç teklifi alacak kadar da sevilmişti doğrusu... Ne oldu da Türkler Amerika'ya sinir olmaya başladılar? Bush'un politikaları yüzünden tabii ki... Türkler, özellikle "bağımsızlıklarına" çok düşkün oldukları, "ulusal bağımsızlık" uğruna, zeytin ekmeğe bir razı olacak bir kavrayışta oldukları için, Bush' un, züccaciye dükkanına dalan fil misali Irak'a dalmasına sinir oldular... Hikâyenin aslı budur. Bush nasıl bir kurnazlık yapıyor? Kendi yerine Amerika'yı koyuyor. Ve Türkler Amerika'yı sevmelidir, diyor. Bizim Amerika'ya bir düşmanlığımız yok. Hatta bana sorarsanız, Bush ve şürekasının, Amerika'nın demokratik ve bilimsel birikimlerinin de başına bela olduğunu düşünmekteyim. Bush yüzünden Amerika'ya acımaktayım, neredeyse. Erdoğan, Bush'un serzenişine verdiği cevapta, "Anti-Amerikancılık bazı radikal kesimler için geçerlidir" dedi. Bu doğru ama Bush'a verilecek cevap bu değildi. "Türkler'in Amerika ile bir sorunu yoktur" demeliydi. Bush da herhalde, bu cümlenin mevhumu muhalifinden, ne demek istendiğini anlardı. Bush anlayamazsa, (ki kuvvetle muhtemeldir), Amerikan basını ona ne demek istendiğini anlatırdı. Veya Erdoğan, işi şakaya vurup şöyle de diyebilirdi: "Siz, kendi vatandaşınız olan Soros'u ikna edebiliyor musunuz ki, ben Türkler'i ikna edebileyim." Bush ve ekibinin en azılı hasmı, bir Amerikan vatandaşı olan George Soros değil mi? O halde?
|