|
|
|
|
|
|
ABD ile kurduğumuz ortaklık küçümsenmemeli
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Öngörülebilir gelecekte en etkili küresel güç olma konumunu sürdürecek olan ABD ile evrensel değerler ve ortak çıkarlar etrafında kurduğumuz ortaklık küçümsenmemelidir'' dedi. Başbakan Erdoğan, ''Foreign Policy Association''da ''Türk Dış Politikası ve ABD'yle İlişkiler: Paylaşılan Vizyonlar ve Birbirini Güçlendiren Yetenekler Ortaklığı'' konulu bir konuşma yaptı.
Konuşmasında Türkiye'nin, dünyanın merkezi bir bölgesinde ''orta düzeyde bir güç'' olarak yer alan bir ülke olduğunu ifade eden Erdoğan, Türkiye'nin buna karşılık tarihi ve kültürel birikimi, jeopolitik konumu ve insan kaynakları bakımından herhangi bir bölgeselgüçten beklenenden daha önemli bir konumda bulunduğunu, sahip olduğu potansiyeli gittikçe daha etkili şekilde hayata geçirdiğini söyledi.
''İçinde bulunduğumuz zor bölgesel ve uluslararası ortamda başarılı olabilmek için en etkili yolun, Türkiye'nin dış politika geleneklerini günümüzün gerçekleriyle bağdaştırmaktan geçtiğini düşünüyoruz'' diyen Erdoğan, Türkiye'nin bunu sadece kendi dış politika yaklaşımları ve imkanlarıyla yürütmesinin yeterli olmadığını söyledi. Erdoğan, bu vizyonu hayata geçirirken başta ABD'nin merkezi bir rol oynadığı Transatlantik İttifak olmak üzere, sahip olduğu çok boyutlu ilişkiler manzumesinin sunduğu ortaklıklardan da destek aldıklarını ifade etti.
Türk dış politikasının dayandığı temel ilkelerin uygulanmasında 21. yüzyılın değerleriyle uyumun sağlanmasına da önem verdiklerini anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
''Dolayısıyla halkımızın talepleri ve çıkarları ile uluslararası camianın beklentileri doğrultusunda bir yol izlemekteyiz.Başka bir ifadeyle, gerçekliği elden bırakmadan, evrensel değerlerin daha geniş bir coğrafyada uygulanmasına katkıda bulunmayı hedefliyoruz. Türkiye, bu iki yönelimi birbiriyle çelişmeden yürütebilmekte, bunun için çok boyutlu ve aktif bir politika izlemelidir.''
'ŞEFFAF DIŞ POLİTİKA İZLEMEK ZAAF DEĞİL...'
Demokratik niteliği güçlenen toplumların küreselleşmeyle baş etmelerinin kolaylaştığını ve dış politikaların daha güçlü hale geldiğini tecrübeleriyle bildiğini ifade eden Erdoğan, bu anlayışın çevredeki ülkelerde de benimsenmesine gayret ettiklerini söyledi. Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
''Değerlerin, fikirlerin, normların, kimliklerin daha fazla önem kazandığı günümüzde, dış politikayı mekanik bir güç dengesi olarak görmüyoruz. Sahip olduğumuz çok-kültürlü birikimimizle diğer halkları samimi bir çabayla anlamaya çalışıyoruz. Bu anlamda şeffaf bir dış politika izlemenin bir zaaf teşkil etmediğini düşünüyoruz. Ayrıca, bölgesel işbirliğini güven artırıcı bir dinamik olarak görmekte ve karşılıklı bağımlılığın, karşılıklı anlayışı güçlendiren bir etki yaptığına inanmaktayız.
Takip ettiğimiz kazan-kazan yaklaşımının bölgemizde uzlaşı kültürünün güçlenmesine inandırıcı bir katkı yaptığını görmekteyiz.''Kazan-kazan yaklaşımına Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik atılan adımları gösteren Erdoğan, Türkiye'nin özellikle son yıllarda komşularıyla ilişkilerinde yaşanan olumlu seyirin, izlenen bu politikanın sonuç verdiğini açıkça gösterdiğini ifade etti. Erdoğan, ''Komşularımızla ilişkilerimiz, dost kazanmaya dönük, düşman kazanmamaya yönelik ilişkilerdir. Gerek siyasi gerek kültürel gerekse askeri ilişkilerde yıllardır olmayan ilişkiler başlamıştır'' dedi.
'ABD İLE ORTAKLIĞIMIZ KÜÇÜMSENMEMELİ'
Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin kendinden kaynaklanan özelliklerininyanı sıra Batı'yla karşılıklı çıkar ve saygı anlayışı temelinde yürüttüğü bütünleşme sürecinin sağladığı kazanımların da kayda değer olduğunu söyledi. ABD'nin, bu itibarla merkezi bir öneme sahip bulunduğunu vurgulayan Erdoğan, ''Öngörülebilir gelecekte en etkili küresel güç olma konumunu sürdürecek olan ABD ile evrensel değerler veortak çıkarlar etrafında kurduğumuz ortaklık küçümsenmemelidir'' dedi.Erdoğan, bu ortaklığın sadece iki tarafın çıkarlarına hizmet etmekle kalmadığını, bölgede ve çok daha geniş bir coğrafyada olumlu gelişmeleri teşvik eden bir güç birliğine işaret ettiğini söyledi. Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
''ABD ile aramızdaki yarım asrı aşan müttefiklik ilişkisi, zaman zaman ortaya çıkabilecek konjonktürel görüş ayrılıklarını aşacak güçlübir stratejik zeminde gelişmiştir. Bu zeminin daha da genişletilmesinin iki tarafın da hedefi olduğunu hiç tereddütsüz biliyorum. Ve ayrıca biliyorum ki, ABD'nin Türkiye'ye stratejik bakışı, Türkiye'nin AB üyeliğinin Birliğe getireceği katkıları bazı Avrupalılardan bile daha pragmatik değerlendirmesine imkan vermektedir.''
Türkiye'nin son yıllarda ve özellikle hükümetleri döneminde daha da içerik ve ivme kazanan reform sürecinin, Cumhuriyet'in Türk halkınaen ileri standartları sunma hedefinden ve Türk halkının demokratik özlemlerinden beslendiğini anlatan Erdoğan, AB üyelik sürecinin, bunu daha da kolaylaştırdığını kaydetti.
Erdoğan, ''Ancak, Türkiye, AB'nin kendi dönüşüm sancılarından bağımsız olarak olumlu değişimini pekiştirmeye devam edecektir. Böylelikle, Türkiye, diğer kalkınmakta olan ülkeler için faydalı bir örnek olmayı sürdürecektir'' dedi.
'ABD'NİN STRATEJİK BAKIŞI...'
''ABD'nin stratejik bakışı, Türkiye'nin AB'ye üyeliğinin ABD ile ilişkilerini olumsuz etkileyeceği yönündeki hatalı tahlillere de itibar etmemektedir'' diyen Erdoğan, esasen iki ülkenin birbirlerini zannedilenden daha iyi tanıdığını söyledi.
Erdoğan, bu tanışıklığın, 2. Dünya Savaşı sonrasında komünizme karşı omuz omuza savaş iki ülke askerlerinin ortak anısından, soğuk savaş boyunca sergiledikleri dayanışmadan, bugün de daha güvenli ve iyi bir dünya için paylaştıkları ortak vizyondan kaynaklandığını anlattı. Erdoğan, ''Türkiye, Batı'nın ortak çıkarları çerçevesinde ABDile Transatlantik camianın geleneksel hareket alanının da ötesinde bircoğrafyada işbirliğini sürdürmektedir. Türkiye bu amaçla mukayeseli avantajlarını devreye sokmaktadır'' dedi.
ABD'nin küresel düzeydeki konumu ve gücünün, uluslararası ilişkilerin belki de en belirleyici özelliği haline geldiğini vurgulayan Erdoğan, bunun dünya için bir fırsat olduğunu söyledi.
'ABD DÜNYAYLA İLGİLENMEYE DEVAM ETMELİDİR'
Erdoğan, günümüzün tek süper gücü olmanın beraberinde zorluklar vesorumluluklar getirdiğini ifade ederek, şunları kaydetti:''Bizim size bu noktada söyleyebileceğimiz şudur: ABD dünyayla ilgilenmeye devam etmelidir.
Küresel süreçlerin, güçlü bilimsel kurumlardan ve kapsamlı araştırmalardan istifadeyle en etkin şekilde bu ülkede incelendiğini görüyoruz.
Gerek bu araştırmalar, gerek bizim kendi çalışmalarımızda ortaya çıkan tüm bulgular, terörizmden kitle imha silahlarına, ekonomik ve demografik dengesizliklerden çevresel meselelere kadar tüm uluslararası sorunların ciddiyetine işaret etmektedir. Bunlarla baş edebilmek için ABD ölçülerinde bir gücün liderliği daha da önem kazanmaktadır.
ABD'nin böyle bir liderliği 'etkin çok taraflılık' anlayışıyla hayata geçirme yönünde sergilemekte olduğu çaba, dünya sorunlarının daha çabuk çözülmesine ve ABD'nin daha iyi anlaşılmasına yardımcı olacaktır.
ABD, bu süreçte öncelikle müttefiklerini yanında bulacaktır. Uluslararası sistemde meydana gelen değişim, Transatlantik İttifak'ı yeni şartlara uyum gösterme sürecine sokmuştur.''
Irak gibi çok boyutlu ve çetrefil bir sorunun bu dönemde gündeme gelmesinin bir talihsizlik olduğunu belirten Erdoğan, ''Ancak tarihin en başarılı bu ittifakının tükendiği yönündeki kehanetlerin, fazla aceleci yorumlar teşkil ettiğini bugün daha iyi görüyoruz'' dedi.Türkiye'nin, NATO'nun farklı boyutlarda da olsa Körfez'den Afganistan'a ve daha sınırlı ölçüde Irak'a kadar bu coğrafyada bölgesel ve uluslararası barış ve istikrara katkı sağlamasına güçlü bir destek verdiğini anlatan Erdoğan, ''İttifakın sadece kolektif savunma anlayışıyla sınırlı kalmayıp, siyasi boyutu da güçlenen bir güvenlik teşkilatı ve işbirliği platformu olarak gelişmeye devam etmesine önem atfediyoruz'' dedi.
|
|
|
|
|
|
|
|
|