|
|
|
|
|
|
Irak ve AB
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Irak'taki zor şartların düzelmesi için bu ülkeyeen fazla yardımın Türkiye'den ulaştığını belirterek, ''Irak'ın siyasi bütünlüğünü koruyarak demokratik bir sisteme kavuşması için elimizden geleni yapmaktayız'' dedi.
Başbakan Erdoğan, ''Irak'ta yaşanacak başarısızlığın, bölge halkları ve esasen tüm uluslararası camia için bir sorun teşkil edeceğini'' söyledi.
Başbakan Erdoğan ''Foreign Policy Association''da yaptığı, ''Türk Dış politikası ve ABD'yle İlişkiler: Paylaşılan Vizyonlar ve BirbiriniGüçlendiren Yetenekler Ortaklığı'' konulu konuşmasında Irak sorununa da değindi.
Irak sorunuyla baş etmek için izlenecek yöntem konusunda başlangıçta ABD ile müttefiklerinin tam bir mutabakat sağlayamadığını belirten Erdoğan, Türkiye'nin de kendi tecrübeleri ışığında ve demokratik karar alma süreçleri neticesinde kendi uygun gördüğü şekilde ABD'ye destek verdiğini söyledi. Erdoğan, ''Ancak nihai hedefeilişkin ortak anlayışımız doğrultusunda yürüttüğümüz işbirliği güçlenerek devam etmektedir'' dedi.
Bugün ırak'taki zor şartların düzelmesi için bu ülkeye en fazla yardımın Türkiye'den ulaştığını anlatan Erdoğan, ''Irak'ın siyasi bütünlüğünü koruyarak demokratik bir sisteme kavuşması için elimizden geleni yapmaktayız. Irak'ta yaşanacak başarısızlık, bölge halkları ve esasen tüm uluslararası camia için bir sorun teşkil edecektir. Bu sebeple ileriye bakış, işbirliği ve eşgüdümümüzü artırmak zorundayız''diye konuştu.
Türkiye'nin ABD ile yaklaşım ve hedeflerinin örtüştüğü bir diğer alanın da Türkiye'nin komşu coğrafyalarındaki reform ve demokratikleşme gündemi olduğunu vurgulayan Erdoğan, Türkiye'nin Ortadoğu ve İslam dünyasına yönelik arzusunun, ''hür, açık ve demokratik toplumlar, refaha ulaşılmasını kolaylaştıracak etkin ekonomik yapılar ve iyi yönetişim ilkelerinin hayata geçirilmesi'' olduğunu söyledi. Erdoğan, ABD'nin girişimiyle başlatılan olumlu değişim yönündeki çabaları bir fırsat olarak gördüklerini söyledi. Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Esasen, Türkiye'nin gerek içeride, gerek dış politikada izlediğiyol, arzu edilen olumlu değişim için uygun bir bölgesel ortam yaratılmasına yardımcı olmaktadır. Bu özel katkımızı, uluslararası çabaları desteklemek suretiyle güçlendireceğiz.
Nitekim G-8 girişimi çerçevesinde oluşturulan Demokrasi Yardım Diyaloğu'nun eş başkanı olarak, kadının toplumdaki rolü konulu ilk faaliyetimiz de sivil toplum kuruluşlarının katkılarıyla gelecek ay İstanbul'da gerçekleştirilecektir. Bunu diğer alanlardaki katkılarımızla sürdüreceğiz.''
Türkiye'nin dış politikasını bir yandan bölgede güvenlik ve istikrar üreterek diğer yandan da olumlu değişimi cesaretlendirerek sürdürdüğünü ifade eden Erdoğan, ''Bu çabamızı batı içinde doğuyu, doğu içinde de batıyı bilen ve her iki grup içinde de görüşlerini samimi bir şekilde paylaşan özel bir ülke olmanın sağladığı avantajla yürütüyoruz'' dedi.
'ENERJİ KORİDORU'
ABD'nin küresel barış ve hürriyetin güçlendirilmesiyle tehlikelerin önlenmesi için ortaya koyduğu stratejik hedeflerin Türkiye'nin hedefleriyle örtüşmesinin, paylaşılan ortak değerlerin birtezahürü olduğunu dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:''Türkiye, kendi mukayeseli avantajlarından istifadeyle kendi bölgesinin şartlarına uygun yaklaşımlarla ancak neticede ABD'yle aynı genel hedeflere doğru ilerlemektedir.
Bunun en yeni ve somut sonuçlarından biri, Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol boru hattının hayata geçirilmesi yönünde kaydedilen gelişme olmuştur. Türk-Amerikan ortak stratejik bakışı, bölgedeki ortaklarımızın da katkılarıyla stratejik bir sonuç vermiş, Hazar havzasındaki enerji kaynaklarının batıya erişim yollarını çeşitlendirerek, enerji güvenliğini artıran bir etki yaratmıştır.
Bu, Türkiye'nin enerji koridoru haline geldiğinin açık bir ifadesidir. 3 Temmuz'da da Türkiye'den Yunanistan'a doğalgaz bağlantısı yapıyoruz. Bu hat, barışın damarlarını güçlendirecek hatlardır.''
TERÖR, TÜRKİYE-AB İLİŞKİLERİ
Konuşmasında Arap-İsrail sorununa da değinen Erdoğan, ''Hiç kimse benim teröristim iyidir, kötüdür diyemez. Terörün dini, dili milleti yoktur. Ne zaman nerede vuracağı belli olmaz. Türkiye de teröre en çokkurban vermiş bir ülkedir. Terörle ortak bir mücadele edeceksek, Türkiye'ye de gerekli desteği istiyoruz. Kuzey Irak'taki PKK KONGRA/GEL'in orada barınmasına fırsat verilmemesi talebimizi tekrarlıyoruz'' dedi.
Türkiye-AB ilişkilerine de değinen Erdoğan, Fransa ve Hollanda'da yapılan AB Anayasası'na değinerek bu ülkelerde Türkiye'nin AB üyeliğinin değil, anayasanın oylandığını söyledi.
Bazı çevrelerin bunun üzerine siyaset yaptığını ve bunun çirkin olduğunu vurgulayan Erdoğan, ''Referandum Avrupa ülkelerinin iç sorunudur ama AB bunu aşacak güçtedir. Türkiye'nin gündemi, 3 Ekim müzakere süreci ile ilgili onaydır. İnanıyorum ki, Türkiye 3 Ekim'de müzakerelere başlayacaktır. Muhatabamız, şu veya bu ülke, şu veya bu lider de değildir. Muhatabımız AB'dir'' dedi. Erdoğan, konuşmasının son bölümünde Türkiye'deki ekonomik gelişmeler hakkında katılımcılara rakamsal bilgiler verdi.
|
|
|
|
|
|
|
|
|