|
|
|
|
SSK'ya fahiş fiyatla ilaç alımı davası
SSK'ya fahiş fiyatla ilaç alımı davasında mahkeme heyeti, bazı sanık avukatlarının ''mahkemenin görevsizliği'' ile 3 sanığın görevleri nedeniyle ifadelerinin alınabilmesi için bakanlıktan izin alınması gerektiği yönündeki taleplerini reddetti.
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, sanıkların kimlik tespitinin yapılmasının ardından söz alan Faruk Yöneyman'ın avukatı Uğur Alacakaptan, sanıklar hakkında uygulanması istenen 4422 sayılı Çıkar Amaçlı Suç Örgütleriyle Mücadele Kanunu'nun, yeni yasaların yürürlüğü girmesiyle birlikte yürürlükten kalktığını, söz konusu yasada düzenlenen eylemlerin TCK'nın 220. maddesi kapsamında kaldığını savundu.
TCK'nın ilgili maddesindeki şartların sanıklar açısından geçerli olmadığını kaydeden Alacakaptan, bu nedenle mahkemenin görevsizlik kararı vermesini talep etti. Kısa bir aradan sonra talebi reddedilen Uğur Alacakaptan, duruşma salonundan ayrıldı.
SSK İlaç ve Eczacılık Daire Başkanı Hülya Özdemir ve eski SSK Sağlık İşleri Genel Müdürü Prof. Dr. Orhan Canpolat ile eski SSK Sağlık İşleri Genel Müdürü Servet Rüştü Karahan'ın avukatları, ayrı ayrı söz alarak, müvekkillerinin görevleri nedeniyle, ifadelerinin alınabilmesi için bakanlığın izninin gerektiğini belirterek, bu doğrultuda talepte bulundular.Mahkeme heyeti, bu talebi de reddetti.
SANIKLARIN SORGUSU
Sorgusu yapılan Orhan Canpolat, SSK Sağlık İşleri Genel Müdürlüğü görevinde 9 ay süreyle çalıştığını anlatarak, dava konusu ihalenin yapılmasının kendisinin şahsi kararı olmadığını söyledi.
İlaç listelerinin ve teknik şartnamenin kendisinden önce hazırlandığını belirten Canpolat, bunların yönetim kurulu tarafından onaylandığını, kendisinin de bu kurumun üyesi olduğu halde imzası bulunmadığına dikkati çekti.
İddianamede 6 milyar dolar fazla ödeme yapıldığının öne sürüldüğünü kaydeden Canpolat, ''Türkiye'de ilaç pazarı 5 milyar dolar civarındadır. Bu nasıl ödenmiş olabilir'' dedi.
Canpolat, malvarlığının ortada olduğunu, karar verilirken bunun da dikkate alınması gerektiğini sözlerine ekledi. Hülya Özdemir de ihalenin aşamalarını ayrıntılarıyla anlatarak, ihale yapılmasının ardından ilaç fiyatlarında döviz kuru farkları ve KDV nedeniyle indirim yapılmasının gündeme geldiğini söyledi.
Daha sonra ilaç fiyatlarında 2 kez indirim yapıldığını anlatan Özdemir, bunları dikkate alarak, kurumun ihalede belirlenen fiyattan ilaç aldığında zarara uğradığını tespit ettiklerini bildirdi.
Özdemir, 77 trilyon lira olan ihalenin, indirimlerin ardından 58 trilyon liraya bağlandığını, böylelikle ihale bedeli üzerinden kurumun 19 trilyon lira karı olduğunu ifade ederek, 'Üyesi olduğum söylenen çeteyi yaklaşık 20 trilyon lira zarara uğrattık'' dedi.
Soruşturma kapsamında 21 gün tutuklu kaldığını ve tahliye olmasının hemen ardından görevine iade edildiğini dile getiren Özdemir, görevini hiçbir zaman suiistimal etmediğini savundu.
Servet Rüştü Karahan da 24 Eylül 2003 tarihinde SSK Sağlık İşleri Genel Müdürü olarak göreve başladığını anlatarak, bundan önce de 6 ay süreyle SSK Okmeydanı Hastanesi Başhekimi olarak görev yaptığını bildirdi.
İlaç sektörüyle herhangi bir tanışıklığı olmadığını, meslek hayatı boyunca da hiçbir ilaç firmasının davetine katılmadığını kaydeden Karahan, dava konusu ihalenin işlemlerinin kendisinden önce yapıldığını söyledi.
Karahan, hakkındaki suçlamaları kabul etmediğini sözlerine ekledi. Daha sonra ara verilen duruşmaya, diğer sanıkların ifadelerinin alınmasıyla devam edilecek.
(AA)
|
|
|
|
|
|
|
|
|