|
|
Hereke Bünyan Taşpınar...
Turizm Bakanı, "turist kazıklayan halıcıları" açıkladı. Ben de size, "halıcı kazıklayan turisti" açıklayayım...
Hadise, İzmir'de yaşandı. Kazıklanan halıcı arkadaşım olduğu için ismini yazmıyorum; zaten çevresinde yeteri kadar madara oldu...
Halıcıya, öğle saatlerinde bir genç gelir. Koltuğunun altında ipek bir halı... "Ağabey" der, "Namaza gideceğim, yarım saat şurada dursa olur mu?" Halıcı "tamam" der, halı kapının arkasına bir yere konulur, genç gider... 15 dakika kadar sonra bir Amerikalı kadın turist ile Türk rehberi girer içeri. Tek tek halılara bakarlar. Kadın hiçbirini beğenmez. Tam çıkacakları sırada, kapının arkasında duran halıyı gösterir, "Şuna da bakayım..." Halıcı "Benim değil" der, ama ısrar edilince, açar gösterir. Kadın bayılır halıya... "Kaç para?" diye sorar. Halıcı yine "benim değil" der ama, kurnaz esnaf ya, dayanamayıp "20 bin dolar" fiyat çeker... Kadın şaşırtıcı şekilde "tamam" der... Halıcı terlemeye başlar, "siz otelinize gidin, ben halının sahibiyle helalleşip, paketledikten sonra otelinize getireyim" der. Turist ve rehberi, halıyı henüz almadıkları için parayı vermeden, otelin ismini ve oda numarasını verip, giderler... Halıcı keyif sigarasını yakar, beklemeye başlar. 15-20 dakika sonra halının sahibi genç gelir. Halıcı vaziyeti anlatır, genç de havaya girer. "Vallahi o kadar etmez, iyi para istemişsin, ben sana bu halıyı 5 bin dolara veririm" der. Halıcı basar 5 bin doları, genç çıkıp gider... Halıcı halıyı paketler, teslim edip 20 bin dolarını kapmak üzere verilen adrese, otele gider. Bir de bakar ki, o otelde öyle bir kadın turist yok... Yediği kazığın farkına varır ama, işte böyle yazı konusu da olur...
|