|
|
|
|
|
İşte o uçak
|
|
Erdoğan için Berlusconi'den alınan Başbakanlık jeti ANA'nın içi gökyüzü ofisi gibi. Çalışma odası da var, yatak odası da.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı ABD gezisine götüren Airbus CJ 319 tipi özel uçakta 45 kişi yolculuk yaptı. Erdoğan Ailesi ile Ali Babacan ve Ömer Çelik, ön tarafta bulunan oturma odasında seyahat etti.
HER İSTEDİĞİMDE DOSTUMLA GÖRÜŞÜYORUM 11 bin metrede sorularımızı yanıtlayan Erdoğan, Türkiye-ABD ilişkilerinde sıkıntı olmadığını söyledi: "Medya sanal sıkıntı varmış gibi gösteriyor. Ben istediğimde lider dostumla görüşebiliyorsam niçin sıkıntı olsun?"
ASIL ANTİ-AMERİKANCI BİZİ SUÇLAYAN CHP'DİR Erdoğan Amerikan karşıtlığı yorumları için şöyle dedi: Amerikan karşıtlığı yok mu? Var... Ama ben lisedeyken de vardı... Üstelik sadece Türkiye'de değil, her yerde var... Asıl anti-Amerikanizm CHP'de var.
Asıl anti-Amerikanizm CHP'de var
Başbakan Türkiye'deki Amerika karşıtlığını CHP üzerinden yorumladı: Asıl onlar karşı, bizi de ABD düşmanlığıyla onlar suçluyor.
Başbakan, bugünkü Beyaz Saray randevusu öncesinde, Türk-Amerikan ilişkilerindeki kritik başlıklar ve bürokrasideki atamalar gibi hükümetin önünü tıkayan konulardaki görüşlerini, 11 bin metre yükseklikte, Amerika kıtasına doğru yol alan ATA uçağında SABAH'a anlattı. Ankara'dan pazartesi gece yarısı havalanan ANA uçağı Avrupa kıtasını yararak, yakıt ikmali yapacağı İzlanda'ya doğru yol alırken, Başbakan Erdoğan'da uçağına davet ettiği sekiz gazeteciye aynı ayrı röportajlar verdi. Uzun saatler süren röportajlara rağmen Başbakan uzun zamandır olduğundan daha dinlenmiş, ancak üslup olarak daha mücadeleci görünüyordu.
ABD İLE SIKINTI YOK Ali Babacan, siyasi danışmanı Ömer Çelik ve yeni basın danışmanı Akif Beki ile bir arada görüştüğümüz Erdoğan, savunmada değil ataktaydı. İlk sorumuz, "Niçin Amerika'ya gidiyoruz?" oldu. Erdoğan, Türkiye ve ABD arasında "türbülanslı" sayılabilecek bir dönem yaşandığı konusunda kamuoyundaki etkin yargıyı paylaşmıyor: "Ben istediğimde lider dostumla görüşebiliyorsam, ilkeler arasında gerek askeri, gerek ticari ilişkiler devam ediyorsa niçin sıkıntı olsun?" Başbakan'a diplomatik lisanda "gerilim"lerin her zaman liderler düzeyinde hissedilmediğini hatırlatıyoruz. O ise krizden "prim" yapanlar olduğu görüşünde. Konuyu fazla açmıyor ama "Birileri nemalanıyor. Prim yapıyor. ABD ile stratejik ortaklığımızı aynen devam ettiriyoruz. Hiçbir sıkıntı yok. Ama ne yazık ki medya hep bunu pompalıyor. Türkiye ile ABD arasında sanal bir sıkıntı varmış gibi gösteriyor." Amerikan tarafının sık sık şikâyet ettiği ABD karşıtlığı konusunda ise "inkarcı" değil "gerçekçi" bir yorumu var: "Amerikan karşıtlığı yok mu? Olmaz olur mu. Yanlız bugün mü var? Hayır ben lisedeyken de vardı. Üstelik yalnız Türkiye'de de değil. Peki CHP anti-Amerikan değil mi. Asıl Amerikan karşıtlığı onlarda. AKP'yi Amerikancı olmakla suçlayan da onlar." Bu röportaj sırasına Başbakan'ın CHP'ye ilk salvosu olmuyor. 2007'de cumhurbaşkanı olma olasılığını soruyoruz. "Gündemimde şu anda böyle bir şey yok" dedikten sonra sözü yine muhalefet partisine getiriyor: "Cumhurbaşkanlığı seçimine daha iki yıl var. Bizim için iş var. Bizler gündemin sanal krizlerle işgal edilmesini, hükümetin performansını yok sayarak gündemin meşgul edilmesine karşıyız. CHP'nin gündeminde bu ülkeye katkı yapmak gibi bir şey yok. Yatıyor kalkıyor dokunulmazlık.. Yatıyor kalkıyor kadrolaşma. (Kamu Personel sınavları çerçevesinde alımların nasıl yapıldığını anlattıktan sonra) Yapılanlar bu. Acaba bu kadrolaşma mı? Bunlar devletin memuru. Herhalde atayacağımız adamı Sayın Baykal'a soracak değiliz. Ben burda net ve samimi konuşuyorum." Bürokratik (vekaleten) atamalar konusunda Çankaya ile yaşanan krizinde de savunmada değil atakta:
ATAMA ELEŞTİRİSİ "Tabii ki başbakan olarak bu beni ilgilendiren bir konu. Biz bunu ilk yapan hükümet değiliz ki. Her dönemde var. Olmaması isteniyorsa, bir kişinin atanmasını isteyen merci olarak başbakana engel varsa, vazgeçilir. Takdir yetkisi başbakanındır. Hangi noktaya kimin geleceğini biz araştırıyoruz, başarılı olacağını inanınca karar veriyoruz (atama için). Her şey yasalara uygun. Vekaleten atamada tek şart, o konum için ehil midir. Eee müsaade edin de, bu kararı millete hesap verecek olanlar versin." Başbakan'a gelecekte Almanya'da Merkel, Fransa'da Sarkozy'nin başta olduğu bir Avrupa'nın AKP için ne anlam ifade ettiğini soruyoruz. Gülerek Ali Babacan'a bakıyor... "Ali'nin işi kolay... gelecekte iyi günlerimiz olacak. On sene sonra neler olacağını konuşmak için çok erken."
|
|
|
|
|
|
|
|
|