|
|
Yaşlanmak, yaş almak, yıllanmak!
Sahi... Neydi yaşlılık... Kimi alanlarda, özellikle bilginin tecrübenin, yıllanmışlığın damıtılarak sürüp gittiği edebiyat, tiyatro, sinema gibi dallarda, özetle, sanatta, araştırmacılıkta ve yazıda durmaktan, yani emeklilikten söz edilebilir miydi? Her aktörün düşü değil midir, sahnede ölmek.. Ya da zamane öğrenciler için ne mutluluk vericidir.. Bu ülkenin bütün sahnelerinde, bütün kentlerinde onlarca yıldır tiratlar sunan tiyatro ustalarından feyzalmak, ders dinlemek! Peki.. 91 yaşındaki Muazzez İlmiye Çığ'ın hala internetin başında Sümeroloji yolculuğu yapmasını kim engelleyebilir?.. Ya da 25 yaşında girdiği Toros Dağları'nda hala, yani 90'ında dahi Hititlerin izini arayan Halet Çambel durdurulabilir mi? Refet Angın'a ne demeli... Cumhuriyet Türkiyesi'nin ilk öğretmenlerinden, bir eğitim çınarı, Refet Hanım'ın, Milli Eğitim koridorlarında danışmanlık yapması, genç öğretmenlere tecrübelerini aktarması muhteşem değil de nedir! Akıl ve fizik sağlığı yerinde olan ve yaşı, bir asra dayanan Angın'ın o koridorları arşınlamasından gurur duymamız gerekmez mi... Dünyada yüzyılın bilim adamı seçilen beyin cerrahı Gazi Yaşargil'e "otur evinde pişpirik oyna mı demeliyiz şimdi! Yine Amerika'nın para trafiğini 90 yaşndaki Alan Greenspan (Elın Grinspen) yönetmiyor mu? Avrupa ve Amerikan televizyonlarında ekrana çıkanlarda tecrübe, birikim ya da deyim yerindeyse "ihtiyar delikanlılık" aranmıyor mu? Sanatın, eğitimcinin nedense yaşıyla çok ilgilenildiği ama siyasetçinin yaşına bakılmadığı Türkiye'de ise... Diyelim ki edebiyat öğrencileri... -birikimlerimi genç insanlara aktarmak istiyorum- diye amfilere taşınmaya niyetli görünen Yaşar Kemal'i gördüklerinde mutlu olmazlar mı? Peki.. 95 yaşında olduğu sıra, yine sahnede son nefesini verenlerden Nejdet Mahfi'yi kimse önleyebildi mi? Örnekleri arttırmak mümkün... Ve tabii ki meselenin yaş almakla değil, aksine akılla, bilgelikle, zeka ve anlatabilme becerisiyle ilgili olduğunu söylemenin yanlış olmadığını da.. Aslolanın, üreterek yaşamak olduğunu... Yaşamanın da şairin, "Yaşamak şakaya gelmez, yetmişinde bile mesela zeytin dikeceksin.. Ölümden korktuğun halde, ölüme inanmadığın için yaşamak.." diye anlattığı gibi hissedilmesi gerektiğini...
|