kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Barlas @ SABAH
 
Bir dönemi tek bilen kişi olmanın dayanılmaz ağırlığı
Çetin Altan gibi olabilmek
ŞAKA - Canlı yayın riski

Bir dönemi tek bilen kişi olmanın dayanılmaz ağırlığı

Oktay Ekşi'nin Yeni Ceza Yasası'nda basını ilgilendiren olumsuz durumlardan ötürü Başbakan Erdoğan'a Adnan Menderes hatırlatması yaptığı mektup tepkilere neden olmuş ve Habertürk sitesinde "Oktay Ekşi'yi kaybettik" diye bir de yorum yayınlanmıştı.
Ekşi bu tür tepkilerin yer aldığı Yeni Şafak'a bir mektup göndermiş. Bu konuyu "Şaka" sütununa alan bu satırların yazarından da bahsetmiş:
-Ben Açık Mektubumda Başbakan Tayyip Erdoğan'a "iletişim özgürlüğünü kısıp gazetecileri hapse atarak amaca ulaşmayı ummak yanlış bir yoldur. Çok denenmiş olumlu sonuç alınamamıştır" tavsiyesinde bulunduktan sonra kendisinin bilemediği dönemin somut olaylarını örnek gösterdim. O dönemin bizi karanlığa götürdüğünü söyledim. Bundan "Menderes idam edilmişti. Demek ki sen Erdoğan da idam edilir imasında bulunuyorsun" sonucunu çıkarmak için ya Mehmet Barlas kadar kuralsız bir kişilik yahut da "Havada bulut var" cümlesinden "Sen bana ördek dedin!" sonucu çıkaracak kadar hasta bir kafaya sahip olmak gerekir.
Ekşi'nin Başbakan Erdoğan'a "Kendisinin bilemediği dönemin somut olaylarını örnek gösterdim" diyerek Erdoğan'ı bir nevi cehaletle değerlendirmesine değinirsem, acaba "Havada bulut var" demiş gibi de mi olurum?
Ama düşündüm ki Oktay Ekşi'ye laf yetiştirmenin bir anlamı yok. Türkiye'de Adnan Menderes'in idamı ile noktalanan o dönemi galiba "Tek bilen kişi" olması, onu takılmış plak gibi aynı içerikli uyarılar yapmaya yönlendiriyor.
Dün "Zaman"da Mustafa Ünal şöyle yazıyordu:
-27 Mayıs cuntasının içinde bizzat yer alanlar bile yaptıklarını savunmakta zorlanıyor. Yıldönümünün sıcaklığı sürerken Oktay Ekşi'nin Başbakan Erdoğan'a Adnan Menderes hatırlatması yapması, sonunun benzeyeceğini en azından ima etmesi hiç yakışık almadı. Yanlış hatırlamıyorsam Ekşi bunu daha önce de yapmıştı. 163. maddenin kaldırılması sırasında yazdığı yazıda da aynı yolu seçmiş, benzer üslupla rahmetli Turgut Özal'a Menderes'in trajik akıbetini anımsatma gereği duymuştu. Ekşi'nin eleştiri için başka yol, başka üslup bulması gerekir, çizgisi gereği 27 Mayıs'ın arkasındaki duruşunu hâlâ sürdürüyor olsa bile Avrupa Birliği'nin menziline iyice girdiğimiz bir süreçte bu üslup garip kaçıyor.
Benden "Kuralsız Kişilik" diye söz etmesine gelince. Ekşi'nin basın özgürlüğüne ilişkin "Kurallı Kişilik"i simgelediğini söylemek çok zor.
Yeni Şafak'ta Ali Bayramoğlu bu konuya şöyle değinmişti dün:
-Düşünce ve basın özgürlüğünü iyice zapturapt altına alan ünlü Terörle Mücadele Yasası çıkarken, Oral Çalışlar, Ragıp Duran, Alper Görmüş ve daha nice gazeteci yaptıkları haber ve röportajlar yüzünden mahkûm olurken Ekşi'nin demokratik aklı neredeydi? 28 Şubat'ın en sıcak günlerinde, 1997'de, Şemdin Sakık'a atfen ileri sürülen "PKK ile işbirliği yapan gazeteciler var" açıklamasına dayanarak "Kim bu alçaklar? Çıksın ortaya" satırlarını yazan Oktay Ekşi değil miydi? Gazetesi yayınlanması yasak olan bir hazırlık soruşturması ifadesini yayınlarken ne yaptı? Sakık'ın açıklamasının yalan olduğu ortaya çıkınca ne hissetti? Ertesi gün sütununda çıkan iki satırlık bir pişmanlık ifadesi neyi halletti? İşinden olan gazeteciler bir yana, Akın Birdal bu açıklama yüzünden kurşunlanmadı mı?
Neyse.. Oktay Ekşi iyi ki genç bir insan. Daha yaşlı olsaydı Başbakan'a "Sen o dönemleri bilmezsin" diyerek Abdülhamid'in haledilmesini veya Bab-ı Ali Baskını'nı hatırlatırdı herhalde. Ya da İstiklal Mahkemeleri'ni hatırlatıp, "İskilipli Atıf Hoca"yı gündeme getirirdi.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 "Ben sadece Başbakanım.. Sorun çözecek konumda değilim"   / 03-06-2005
 Hiçbir "Atlatma haber" gökten inmez ki..   / 02-06-2005
 Aklın yolu bir, saplantılı beynin ise bin bir..   / 01-06-2005
 Meğer koca AB'nin bir "B Planı" yokmuş   / 31-05-2005
 Ben Başbakan olsaydım ne yapardım..   / 30-05-2005
 Gerçek Kaçağı Japon askerleri bizde de yok mu?   / 29-05-2005
 Cemil Çiçek ve aydınlar ikilemi arasında   / 28-05-2005
 "Eli ve Beli Silahlı Kuvvetler" toplumu...   / 27-05-2005
 Google'sız bir yaşamı düşünebilir misiniz?   / 26-05-2005
 "Dön baba dönelim" oyunu bitmeyecek mi?   / 25-05-2005
REHA MUHTAR
ÇÜK'lerin ÇÜŞ'leri...
Cep telefonunun hayatıma...
MANSUR FORUTAN
Sanal mafya olmanın adresi
Sanal dünya dargelirliye...
MEHMET BARLAS
Bir dönemi tek bilen kişi olmanın dayanılmaz...
NEBİL ÖZGENTÜRK
'Mevzuat Hazretleri' buyurdu!
Bugünlerde, Nişantaşı,...
SAVAŞ AY
Saçın yok ki kafa sallayıp savurasın a...
REFİK DURBAŞ
Kendine iyi bak
Türkçemizi yabancı kelimelerin...
HINCAL ULUÇ
Dünyanın en seksi kadını!..
FHM okurlarına göre dünyanın...
Milli Mücadele
Milli Mücadele
Milli Takımımız 2006 Dünya Kupası elemelerindeki en önemli maçına...
Komşu geçilmiyor
Komşu geçilmiyor
Gruptaki tek yenilgisini Yunanistan önünde alan ay-yıldızlılar yine...
'Sağlık sorunum yok, istifa da etmedim'
Akşit görevine engel sağlık sorunu olmadığını ve istifa etmediğini...
Tarım Bakanı: Herkesten destek bekliyorum
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı görevinden alınan Sami Güçlü, dün sabah...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu