|
 |
 |
 |
  |
|
'Türkiye üzerinden siyaset yapmayın'
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kimi çevrelerde iddia edildiği gibi Fransa'daki referandum sonucunun, Türkiye'nin tam üyelik süreci açısından bir engel teşkil etmediğini bildirdi.
Erdoğan, partisinin TBMM Grup toplantısında yaptığı konuşmada, AB ile ilişkilerin, hükümetin gündemindeki öncelikli yerini korumaya devam ettiğini belirterek, şunları söyledi:
''Pazar günü Fransa'da yapılan Avrupa Birliği Anayasası referandumunda Fransız halkının çoğunluğu 'hayır' oyu kullanmıştır. Baştan şunu özellikle ifade etmek isterim ki kimi çevrelerde iddia edildiği gibi Fransa'daki referandum neticesi, Türkiye'nin tam üyelik süreci açısından bir engel teşkil etmemektedir.
Bu tür yaklaşımlar, sadece Türkiye'nin 3 Ekim müzakereleriyle ilgili heyecanına gölge düşürmekten başka bir şey değildir. Özellikle ülkemizdeki marjinal grupların bu alandaki gayretleri hepinizin malumu... Bu oyuna kimsenin gelmemesi gerekir. Biz, kararlılıkla gerek 17 Aralık'ta alınan onayla müzakere sürecine yönelik yapılması gereken ne varsa bunları yapmak suretiyle bu sürece aynı heyecanla devam ediyoruz ve inşallah 3 Ekim'de müzakerelere başlayacağız.
Türkiye'nin önündeki takvim ve yol haritası bellidir. 17 Aralık'ta kararlaştırılan süreç, aksamadan devam edecek ve Türkiye 3 Ekim'de Avrupa Birliği ile müzakerelere başlayacaktır. Bundan da kimsenin şüphesi, endişesi olmasın.
Tabii olarak Avrupa Birliği, referandum neticesinin doğuracağı siyasi ve hukuki sorunlar üzerinde kendi iç müzakeresini yürütecektir. Ama bu, AB konseyi içinde çalışmalardır. Bunu birbirine karıştırmanın hiçbir anlamı yok. Burada hala Türkiye üzerinden siyaset yapma gayretinde olanlar var. Asla bu oyuna kimse gelmesin. Türkiye üzerinden bu konuda siyaset yapmak, bir kere çirkindir, yanlıştır.
Türkiye bu sürecin içinde bütün adımları ata ata bir yere gelmiş ve 17 Aralık'tan sonra farklı bir süreç başlamıştır. Bu süreç, bir final sürecidir. Bu final süreci de müzakere süreci içinde devam edecek, bütün fasıllar bitirildikten sonra nihai karar verilecektir. Bu karar da hepinizin malumu olduğu üzere üyelik kararıdır.
Fransa gibi Avrupa bütünleşmesinin lokomotif ülkelerinden birinin Anayasayı reddetmiş olmasının, Avrupa hareketi için teşkil ettiği olumsuzlukların asgaride kalması, en içten temennimizdir.''
AVRUPA'NIN BÜTÜNLEŞMESİ
Avrupa'nın bütünleşme gayretlerinin, bundan önce de muhtelif sorunlarla karşılaştığını ancak, uzlaşma, sağduyu ve ortak hedefe ulaşma iradesinin her zaman galip geldiğini ifade eden Erdoğan, ''Fransız halkının bu kararından da gerekli derslerin çıkarılacağından ve Avrupa bütünleşmesinin daha ileri hedeflere taşınacağından biz şüphe etmiyoruz. AB, güçlü bir oluşumdur. Ne yapıp edip bu sorunları çözecektir. Ben buna inanıyorum'' diye konuştu.
Erdoğan, Türkiye'nin tam üyeliğinin Fransa'daki referandumun bir malzemesi yapılmaya çalışılsa da netice üzerinde tayin edici bir etkisi olmadığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bu netice, Fransa'nın iç dinamiklerinin ve Fransız halkının kendi geleceğine ilişkin tercihlerinin bir ürünüdür. Bizim bu neticeden kendi adımıza bir pay çıkarmamız, siyaseten yanlış bir değerlendirme olur. Tam üyelik sürecinin mekanizma ve kuralları, önceden bellidir.
Türkiye, bu süreçte üzerine düşenleri layıkıyla yerine getirerek hedefi istikametinde yürümeye kararlıdır. Tam üyelik müzakerelerinin başlamasıyla birlikte Türkiye'nin, Avrupa'nın refah standartlarına, demokrasi standartlarına ulaşma çabası daha da hızlanacak, yoğun bir şekilde devam edecektir.
Halkımızın değişim arzusu, kabiliyeti ve hükümetimizin bugüne kadar sergilediği reform iradesi, Türkiye'nin müzakereler sırasında sergileyeceği performansın da teminatıdır.''
''İNŞA BORCU''
Erdoğan, Türkiye'ye borçlarının, Türkiye'yi yeniden inşa borcu olduğunu ifade ederek, bu düşünceyle şehirleri inşa ettiklerini, ülkeyi imar ettiklerini söyledi.
''Bize göre sosyal devlet, sosyal politika üreten devlettir'' diyen Erdoğan, sosyal devlette şehirlerin, insanların yığınlar halinde geldiği ve sahipsiz kaldığı mekanlar olmadığını bildirdi. Belediyeleri, şehirleri, şehir kılmak için güçlendirdiklerini belirten Erdoğan, şöyle dedi:
''Gelir kaynaklarını yeniden tanzim ediyoruz. Hastanesiyle, yoluyla, konutuyla, altyapısıyla, sosyal ihtiyaçlarıyla hayatın bütün ihtiyaç alanlarına cevap veren bir şehirciliği, modern bir belediyeciliği hayata geçirmeye çalışıyoruz.
Belediyelerimizin gelir kaynaklarını artırırken, vatandaş ile belediye arasındaki ilişkileri kolaylaştırıyoruz. Görevi devraldığımızda belediyelerin halini çok net gördük. Korkunç yük altında belediyeler, korkunç personel yığını haline getirilmiş belediyeler... İşte şimdi biz bunu çözüyoruz. Belediyeler,ahbabı yaranın adeta istihdam yeri olmaktan çıkarılıyor. Belediyelerimiz, daha iyi yönetilir hale gelmelidir. Yüzde 100'ü aşan personel harcaması olur mu? Böyle belediyelerimiz var. Bu mantıkla hizmet verebilir misiniz, veremezsiniz. Bunun azami limiti yüzde 30'dur. Buna doğru belediyelerimizi zorluyoruz. Bunu başaracağız ki ilimize, beldemize yatırım yapabilelim. Aksi takdirde bunu yapamayız. Hazırladığımız Belediye Gelirleri Kanunu ile belediyelerin gelirlerini yüzde 25 civarında artıracağız. Bunu artırmak güzel bir şey, ancak bunu kullanmaktır aslen önemli olan... Başarının iki sırrı var; bir insanı, bilgiyi yönetmek, iki parayı yönetmek. Eğer bunu başaramazsanız neticeye varamazsınız. başarırsanız o zaman netice alırsınız.''
(AA)
|
|
|
|
|
 |
|
 |
|