|
|
Madımak katliamını Maria'dan dinlemek...
Ortak olmak her sevince, kedere, aşka, geçmişe ve hüzne... "Geçen akşamki Zülfü Livaneli konserini bir çırpıda tarif et!" diyenlere vereceğim yanıt budur öncelikle.. Sahnedekiler için de dinleyenler için de...
Çünkü "o gece" sadece melodiler akıp gitmedi... "Anlamı büyük bir geçmiş"i ve adı konmamış bir ortaklığı" ifade eden sözler de uçuştu durdu saatlerce... Sazlı sözlü bir şarkı başlıyor, dinleyenlerin her biri kendi payına düşeni alıyor, yine, sözleri ezber edinilmiş bir şarkı daha çıkageliyor ve ortak bir noktada buluşuluyordu... Ve her bir şarkı ve türküde, kendinden bir şeyler buluyordu iki bini aşkın dinleyici, seyirci ve ortak!.. Akıp giden günlerimiz, halaylarımız, geçmiş baharlarımız, merhabalarımız, acılarımız... Yakın geçmişte ne varsa, ne yaşanmışsa... İşte bu ortaklık, dünyanın en kalabalık ve muhteşem korosunu da kendiliğinden oluşturuyordu.. Ve bu ortaklık, Maria Faranduri'ye Yunan dilinde "Yangın Yeri"ni söyletiyordu.. Öyle ki, Ataol Behramoğlu'nun sözlerini yazdığı, Livaneli'nin bestelediği ve "Madımak'ta yanıp kül olanlar"a ağıt olan Yangın Yeri, aynı anda hem Türkçe hem Yunanca söylenebiliyordu böylece.. Livaneli, kaç zamandır stüdyo telaşında, nicedir beste hazırlıklarındaydı... Önümüzdeki günlerde yayına çıkacak "Hayata Dair" albümünden parçalar da seslendirdi... Tabii ki "muhteşem koro ve ortaklar" yeni şarkılarda susmak durumunda kaldı, sadece dinledi... Dinledi ve dalıp gitti... Örneğin, "Sevdalı Başım"da.. "Ah benim sevdalı başım/Ah benim şair telaşım/Ah benim sarhoşluğum/Ah çılgın yüreğim//Sus artık uslandır beni//Kaç okyanus geçtim böyle/ Kaç denizde yitip gittim/Kırılmış direklerle,yırtık yelkenlerle/Kaç seferde yorgun döndüm/Ah benim yaralı ruhum/Ah benim insan kusurum/Ah benim sevdalarım, ah yalnızlıklarım/ Gel artık uslandır beni...
Livaneli, geçen günlerde "Politikaya ödünç gitmiş bir müzisyenim!" diye bir açıklama yapmıştı... Devam etmişti; "Politika kimyamı bozdu. Siyasetten uzak kalmak rahatlatıcı.." Belli ki insan kusurlarıyla, yaralanmalarla ve yorgun bir dönüşle gelip geçen bir dönemi geride bırakmanın rahatlığıyla söylüyordu bu sözleri.. Ve "o gece"ki coşkulu alkışlardan da belli ki... Güldünya'dan, Nerdesin'e, Duvar'dan Mübadele'ye kadar her biri oya gibi işlenmiş, üzerine titizlikle söz yazılmış (muhteşem şiirlerin seçildiği) yeni bestelerini dinleyen ve dinleyecek olanlar... Livaneli'nin ödünç alınmasına izin vermeyecekler bir kez daha... Ve belli ki O'nun da ödünç gitmeye niyeti yok bir daha.. "Mutluluk" ve "ortaklık" ortada çünkü..
|