| |
İstiklal Marşı'nı susturmamak
"Bizi marşımıza yabancılaştırmayın, bizi marşımızdan kopartmayın..." "Allah Türkiye'yi milli marşsız bırakmasın!.. Ya da Akif'in dediği gibi Allah bizi bir daha milli marş yazmak zorunda bırakmasın..." Hıncal Abi'nin 19 Mayıs tarihli "İstiklal Marşı'nı Susturmak" başlıklı yazısının son bölümüyle başladık yazımıza. Maç öncesi okunan İstiklal Marşı kalksın tartışmalarına cevaben kaleme aldığı bir yazıydı. Son bölüm dışında, ki yukarıda aynen aktardım, Hıncal Abim'e katılmıyorum. Hıncal Abi marşın okunmasından yana ve iyi okunması için de güzel öneriler yapmış. (Standart bir stüdyo kaydı tüm statlara dağıtılır ve o karmaşa sona erer) önerisine kimsenin itirazı olamaz. Doğrusu da budur. Ama Hıncal Abi uzun zamandır stadyumlara uzak olduğundan, oradaki dinamikleri iyi analiz edememiş. Bakın... Maç başlamadan önce inanılmaz yüksek seste, ne kadar cıvık pop şarkısı varsa, taverna kıvamında ne kadar berbat eser varsa çalınıyor. Çoğu zaman yanınızdakiyle konuşamıyorsunuz bile, ses o kadar rahatsız edici. Alın size bir playlist: Sana Kırmızı Çok Yakışıyor, Hande Yener... Of Of, Gülşen... Paraları Gömdün mü? Ankaralı bilmem kim... Nerden Bilirdim, Haluk Levent... Liste, coğrafyaya, stada ve maça göre değişkenlik gösteriyor ve çoğu zaman seyirciler şarkıların küfürlü remix'lerini söylüyorlar. Daha da geyik şarkılar var... Sonra İstiklal Marşı! Ya da stat jargonuyla "Korkma Sönmez." Marş boyunca telefonuyla mesaj atan, yaktığı sigarayı söndürmeye kıyamayıp avuç içi zula yapan, sevgilisinin elini bırakmayı unutan... Ne ararsanız var ve saydıklarımın hepsini gözlerimle gördüm. Müteakiben, durmaksızın küfür, kin ve nefret kusma! Gerektiğinde koltuğu söküp sahaya fırlatma! Sırası geldiğinde adam bıçaklama! Evet, saygısızlık edenlerin kabahatleri kendilerine, bir itirazım yok. Ama şartlar düşünüldüğünde "bizi marşımıza yabancılaştırmayın" kaygısı ne yazık ki okumayacağımız için değil, sürekli okuduğumuz için gerçekleşecek sevgili Hıncal Abi. İstiklal Marşı neyi temsil eder? Bir ulus olmak için harcadığınız çabayı, aştığınız büyük zorlukları temsil eder. İçinde inanç vardır, kan vardır, gözyaşı vardır, umut vardır ve büyük bir sevgi vardır. Bu duygular statlarımızda acaba ne kadar hissediliyor? Bizi biz yapan değerlerimizi çok ama çok iyi korumalıyız. Zaten yitiriyoruz her geçen gün birçoğunu. Üstüne titremeliyiz. İstiklal Marşımız maç düdüğünden önce, Ankaralı bilmem kimin şarkısından sonra okunan Korkma Sönmez adlı bir şarkıya dönüşmek üzere ve bu gerçekten çok korkunç. İhtiyacımız olduğunda neye sarılacağız peki? Fener-Sebat maçı öncesi milli birlik ve bütünlük duygularımızı karşılamanın ölümcül bir ihtiyaç olduğunu düşünmüyorum. En azından anlatmaya çalıştığım şartlar altında. Veya şimdilik, veya artık... "O" savaş bir kez kazanıldı. Süper Lig maçlarında tüketmeyelim.
|