IMF kutusundan, 'Faizde indirime devam' mesajı çıktı
IMF ile son anlaşma.
Dün IMF'nin onay vermesiyle yeni stand-by programı resmileşti. 12 taksit halinde 10 milyar dolarlık kaynak kullanımı gerçekleşecek. Bir aksilik çıkmazsa ve seçimler nedeniyle kesintiye uğramazsa, 2008 Mayıs ayına kadar bu programı sürdüreceğiz. IMF, programın nasıl gittiğini 11 gözden geçirmeyle denetleyecek. Bunun ilki haziran sonunda. Bu tarihe kadar sosyal güvenlik kanunlarının Meclis'ten geçmesi gerekiyor. Geçmiş üç yıllık programın devamı niteliğindeki yeni program, ekonomideki yeniden yapılanmanın eksik kalan yönlerini tamamlıyor. Vergireformu- Kayıtdışılığı azaltmayı hedefleyen bu reform ile vergi tabanı genişletilecek, ücret ve ücret dışı tarifeler birleştirilecek, gelir dilimi sayısı azaltılacak. KDV oranlarında herhangi bir değişikliğe gidilmeyecek. Kurumlar vergisi basitleştirilerek oranlar indirilecek. Finansal aracılık hizmetlerinden alınan vergiler program döneminde aşamalı olarak kaldırılacak. Finansal yatırım araçları arasında eşit ve tek bir vergi oranı 2006'dan itibaren uygulamaya konulacak. Sosyalgüvenlikreformu- Bütçeden sosyal güvenliğe yapılan transferler sınırlandırıyor. Transferlere, 2004 yılındaki en üst seyive olan GSMH'nın yüzde 4.5'i oranında bir tavan getirilerek, baskılara karşı önlen alındı. Sosyal güvenlik sistemi tek şemsiye altında birleştirilecek. Bu konudaki idari yapılanma ve kanun değişikliği tasarıları Haziran sonuna kadar çıkartılacak. Bu düzenlemeler yapısal performans kriteri olarak kabul edildi. İstihdamınönemi- Program yatırım ortamını iyileştirerek yerli ve yabancı yatırımları azamileştirmeyi ve şimdiye kadar standby programlarının en eksik yönü olarak kalan yeni istihdam yaratmayı hedefliyor. Faizdüşüşününönemi- Kamu açığının milli gelire oranını ise 2005 yılında yüzde 6'nın üzerinden yüzde 4.5'e indirmek için asıl kullanılacak enstrüman faizlerinin düşürülmesinden elde edilecek tasarruflar olacak. Öyle ki ekonomi yönetimi 2005 yılı Hazineortalamaborçfaiziniyüzde16.4düzeyineindirmeyihedeflemiş. IMF'ye sunulan makro büyüklüklerde bu oran 2004 yılında yüzde 24.9 düzeyinde gözüküyor. Bitişikte geçmiş 10 yıla ait ortalama faizler, ortalama borçlanma vadesi ve reel faizler yer alıyor. Ağırlıklı ortalama üzerinden reel faizler de tek haneli rakamlara gerileyecek. Bu, 2000 yılındaki negatif faizden sonraki en düşük reel faiz. Yılın ilk üç ayında ise Hazine ortalama 600 gün vadeyle ve yüzde 19.2 faizle borçlandı. Reel faiz de beklenen enflasyona göre yüzde 10.4 oldu. İşte yılın tümünde reel faizi yüzde 9.4'e düşürmek ve 19.2 olan ortalama faizi yüzde 16.4'e indirmek için borçlanma faizlerinin yılsonunda yüzde 13'leri görmesi gerekebilir. Bu da, faizindüzeyinibelirleyenkoşullarınolumlugitmesiyanındaMerkezBankası'nınfaizleriaravermedendüşermesiniberaberindegetirebilir. Faiz oranlarının giderek düşmesiyle kamu sektörü genel açığının GSMH'ya oranının 2004'te yüzde 6'nın üzerindeki seviyesinden 2005'te yüzde 4.5'ler seviyesine inmesi bekleniyor. Faiz düzeyinin böyle bir önemi var. Enflasyonriskivarmı?- Faiz düşüşünü olanaklı kılacak veya reel faiz düzeyini belirleyecek etkenlerin başında da, enflasyonun düşüş trendini devam ettirmesi geliyor. Merkez Bankası bu konuda şimdilik risk görmüyor. Niyet mektubunda kuşkusuz başka mesajlar var. İlk günden bana cazip geleni faiz oldu. Sonuç- "Hedefbelirlemekgörünmeyenigörünüryapmanınilkadımıdır"AntonyRobbins