Yılın ilk üç ayındaki açık 6.317 milyon dolara vardı. Böylece 2005 Yılı Programı'nda hedef alınan 10.633 milyon dolarlık cari açığın yüzde 60'ına üç ayda ulaşıldı. Geriye kalan 9 aya 4.316 milyon dolar kaldı ki, bu verilerden sonra yıllık hedefin revize edilmesi zorunluluğu ortaya çıktı. IMF ise yıllık cari işlem açığının 15.3 milyar dolar olacağını tahmin etmişti. * Cariaçıktarekor- Ancak üç aylık veriler bugünkü ekonomik gidişat devam eder, yani kurlarda büyük bir sıçrama olmaz veya büyümeden daralmaya geçilmezse, yıllık cari açığın 15 milyarı da aşabileceğini düşündürüyor. Bitişikteki tabloda var. 1992-2004 arasında ilk çeyreklerdeki cari açıkların toplamı 15.037 milyon dolar, yıllık cari açıkların toplamı da 43.373 milyon dolar. Yılın ilk üç ayında oluşan açıkların yıllığa oranı ise yüzde 34.6. Yani yıllıkaçığınüçtebiriilkçeyrekteoluşuyor. İşte geçmişteki bu eğilimlerin bu yıl da tekrarlanması halinde 2005'te cariaçık18.2milyardolarakadargidebilir. Ancak tabloda görüldüğü gibi, üç aylık açığın yılın tümüne aynen yansıması değişmez bir kural değil. 1992-2004 döneminde en azından üç yılda sapma var. Bunlar da kriz yılları. 1994, 1998 ve 2001'in ilk çeyreklerinde açık verilmesine karşılık daha sonraki aylarda fazlaya dönülmüş. Cari açıkta rekor bir yılın ardından yeni bir rekor yıl daha yaşayacak olmamız endişeye yol açar mı? En azından bugün itibariyle değil. Çünkü bu açığın yabancı sermaye girişleriyle finanse edilebileceği düşünülüyor. Üstelik bu sermayenin çoğu doğrudan yabancı sermaye şeklinde olacak. * Yabancısermayerekoru- Henüz rakamlara yansımasa da yabancı sermayenin Türkiye'ye ilgisinde 17 Aralık sonrası büyük bir patlama var. Yabancıların bankalardan başlayan ilgisi perakende sektörü ile sürüyor. Bunun telekomünikasyon ve demir çelik sektörü ile devam etmesi bekleniyor. Şimdiye kadar yabancılara satılan ve satış anlaşması imzalanan yerli şirketlerin satış tutarı 5.5 milyar doları buluyor. Yıl içinde gerçekleşmesi gündeme gelecek şirket satışlarının tutarı 8 milyar doları aşıyor. Bir süre önce Hazine'den sorumla DevletBakanıAliBabacan bu yıl 4.6 milyar dolarlık yabancı sermaye girişi beklediklerini söyledi. Bütün ihtiyat payları ayrılsa bile, doğrudan sermaye girişinde bu yıl rekor yaşanabilecek. Cari açık rekor ama doğrudan yabancı sermaye girşinde de rekor kırılacak. * Borsadayabancırekoru- Yukarıdaki tabloda yabancıların hisse senedi alımları ve piyasadaki payları var. Ödemeler Dengesi'nde hem borsada hem de halka arzlarda yabancıların hisse senedi yatırımları netleştirilerek veriliyor. Yabancıların ilk üç aydaki net 1.446 milyon dolarlık yatırımı şimdiye kadarki en yüksek rakamı oluşturuyor. İMKB verilerine göre, yabancılar nisanda da 45.5 milyon dolarlık alım yaptılar. Bir rekor sermaye girişi de buradan gelebilecek. * Turizmgelirirekoru- Turizm gelirleri geçen yıl en yüksek düzeyine çıkmıştı. Bu yılın ilk üç ayında yüzde 13'lük artış var. Bu sektörde de rekor bir yılın ardından daha iyi bir yıl yaşayabiliriz. * Milligelirrekoru- Olumsuz gelişmeler gündeme gelmez, ekonomi büyümesini sürdürür ve kurda büyük sıçramalar olmazsa, 2005'te milli gelir de rekor kıracak. 2004'teki ortalama 1.422 YTL dolar kuru ve yüzde 5 büyüme üzerinden 338 milyar dolarlık bir GSMH'ya ulaşıyoruz. 18.2 milyar dolarlık cari açık bunun yüzde 5.3'ü ve geçen yılki düzeyinde. Ancak büyüme yüzde 5 yerine yüzde 7 olursa ki, böyle bir gidiş var, durum daha iyileşiyor. Bundan da önemlisi, milli gelir verilerinin AB standartlarına göre revize edilecek olması. DİE bu konudaki çalışmalarını sürdürüyor. Bu revizyonla milli gelirin artması bekleniyor. Milligelirdebusıçramakarşısındacariaçıkmutlakrakamolarakbüyüsede,oranveboyutolarakgerileyecek. Açık rekor ama milli gelir de, doğrudan yabancı sermaye girişi de, yabancı portföy yatırımları da, turizm gelirleri de rekor kırıyor. Açık var ama mevcut koşullar altında bu açığın finansmanında bu yıl sorun yok gibi. * Sonuç- " Kusurunbilekendineaitkusursuzvemükemmelbirhaliolabilir"ThomasdeQuincey