|
|
Bankacılıkta yabancılar payını artırıyor
Gelişmekte olan ülkelerde, özellikle kriz dönemlerinde ulusal bankacılık, yerini uluslararası bankacılığa terk ediyor. Meksika ve Arjantin'de 1990'lı yılların sonlarında bankacılık sektöründe yabancıların payı yüzde 10'lar düzeyinde iken, bugün Meksika'da yabancı bankaların sektördeki payı yüzde 85, Arjantin'de ise yüzde 60'a dayanmıştır. Türkiye'nin 2001 yılında yaşadığı ekonomik kriz döneminde Meksika ve Arjantin, bankacılık sektöründe ulusal bankacılık sistemi yerini yabancılara bırakırken, ülkemizde de bu gelişmelere ayak uydurulmuş ve 25 ulusal bankamız, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na (TMSF) devredilmiştir. Bu gelişmelerde gözüken ortak nokta, IMF ile yürütülen ekonomik istikrar programlarıdır. Ülkemizde banka isimleri belirtilerek, Fon'a devredilme taleplerinin bizzat IMF'den geldiğine dair istekleri içeren mektuplar ve yetkililerimizin cevapları basında yer aldı. 2001 ekonomik krizi ile birlikte fona devredilen Demirbank, HSBC'ye satıldı. TEB'in yüzde 50'sinin Paribas'a satılmasının ardından, Dışbank'ın Fortis'le el sıkıştığı taraflarca açıklandı. İtalyan Unicredito, ortağı Koçbank ile birlikte Yapı Kredi Bankası ile anlaşma noktasına geldi. Hollanda'nın Kooperatif Bankası Rabobank, Şekerbank ile evlilik masasına oturmak üzere ve ayrıca Rabobank'ın gönlünde Ziraat Bankası'nın da olduğu bir gerçek. Öte yandan, Denizbank'ın OTC ile, Finansbank'ın İtalyan Intesa ile, Oyakbank'ın ise Deutchebank dahil 3 banka ile görüşmeler yaptığı sektörde konuşuluyor. Garanti Bankası evlilik hazırlığı için Morgan Stanley'e yetki verdiğini açıkladı. Kulislerde konuşulanlara bakılırsa Garanti ile Uzakdoğulu bir bankanın ilgilendiği yolundadır. Halen ülkemizde yüzde 5 düzeyinde olan yabancıların bankacılık sektöründeki payının, bu yıl sonuna doğru yüzde 20'ler seviyesine çıkacağı tahmin edilmektedir. AB ülkelerinde bu oranın ortalaması ise yüzde 15'ler seviyesindedir. Yabancı sermayenin bankacılık sektörü ile ülkemize gelmesinin avantajları olduğu kadar dezavantajları da vardır. Bankacılık sektörü reel sektör gibi değildir. Bu konuda daha hassas olmak zorunda olduğumuzu hatırlatmak istedim.
|